Dernek Başkanımız Prof. Dr. Başar CANDER'in, REÇETE MEDYA Aylık Sağlık Dergi'sinde yayımlanan röportajını okumak için tıklayınız.

15.12.2011

Siz yılda 70 milyona yakın başvurunun olduğu acil servisleri iyileştiremezseniz sağlık sistemini de iyileştiremezsiniz."


Acil Tıp Uzmanları Derneği (ATUDER), Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Başar CANDER ile Acil Tıp Uzmanları Derneği'nin kuruluşundan, acil tıp uzmanlarının sorunlarına, dernek olarak etkinliklerinden, kısa ve uzun vadede planlarına, çözüm önerilerine ve Sağlık Bakanlığı'nın bu konuya bakışına dek her şeyi konuştuk. Reçete Yayıncılık olarak sorularımızı yönelttiğimiz CANDER, tüm içtenliği ile cevapladı.

Derneğinizin kuruluşunu kısaca anlatır mısınız?
Acil Tıp Uzmanlığı ilk olarak 1993'de bir bilim dalı olarak kabul edildi ve ardından 1994 yılında bu alanda ilk eğitimlere başlandı. 1998 yılında Türkiye'nin ilk acil tıp uzmanları yetişti ve 1999'un başında "Acil Tıp Uzmanları Derneği" kuruldu. John Robert Fovvler, derneğimizin kurucusudur ve aynı zamanda da kendisi Türkiye'ye acil tıbbı getirip çalışmalarını başlatan ve öncülükyapan hocamızdır.

Derneğinizin kuruluş amacı nedir?
Acil Tıp Uzmanları Derneği'nin iki önemli amacı var. Bunlardan birisi halka verilen acil servis hizmetlerinin kalitesini iyileştirmek, ikincisi de acil tıp uzmanlığını iyileştirmek. Yani biz; bir taraftan halka, bir taraftan da uzmanlarımıza bakıyoruz. Zaten düşünüldüğünde acil tıp ve acil servis hizmetlerinin iyileştirilmesi isteniyorsa bu ancak acil tıp uzmanlığının gelişmesiyle olabilir. Bu nedenle biz bu konuya özellikle hassasiyet gösteriyoruz.

Dernek olarak özellikle üstünde durduğunuz çalışmalar nelerdir?
Dernek olarak acil tıp sisteminin iyileşmesi yönünde uğraş veriyoruz. Bu bağlamda acil servislerin yeniden yapılandırılması, iş bölümünün sağlanması, personel dağılımının yapılması ve acil tıp uzmanlığının hak ettiği yere ulaşması için çalışmalaryapıyoruz.

Alanınızda başka dernekler de hizmet veriyor peki, sizin bu derneklerden farkınız nedir?
Evet, Türkiye'de acil tıp ile ilgili başka dernekler mevcut. Ancak şunu söyleyebilirim ki, bu konu ile profesyonel şekilde ilgilenen dernekler son yıllarda arttı. Bizim bu derneklerden farkımız bir uzmanlık derneği olmamız. Derneğimize sadece acil tıp uzmanı olanlar asil üye olabiliyor. Sadece onların oy hakkı oluyor ve diğer tüm haklardan yararlanıyorlar. Bunların dışındaki kesim ise, (örneğin; acil tıp eğitimi gören asistanlar) fahri üye olabiliyorlar. Bunun dışında web sayfamız, iletişim bilgilerimiz gibi bölümler bütün vatandaşlarımıza açık.

Şu anki üye sayınız kaç ve bu sayı alanınızla ilgili kişilerin yüzde kaçı?
Şu anda 400 civarında üyemiz var ve bu rakam tüm acil tıp uzmanlarının yüzde seksen-seksen beşlik bir kesimini kapsıyor.

Dernek gelirleri nelerdir?
Derneğimizin gelirlerinin bir kısmı dernek üye aidatlarından karşılanıyor. Bunların dışında yaptığımız faaliyetlerde var. Eğitimler, düzenlediğimiz kurslar, sempozyum ve kongreler de gelirlerimizin diğer bir kısmını oluşturuyor. Bunların dışında bünyemizde bulunan iki dergimiz var ve ücretsiz dağıtılmakla birlikte yine derneğe gelir olduğu durumlarda olabiliyor.

Üyeleriniz aidat ödemediği taktirde bir yaptırım uygulanıyor mu?
Üyelerimiz aidatlarını ödemediklerinde bazı haklardan mahrum kalıyorlar ancak bunlar sembolik ücretler olduğundan bunlar ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmıyor.

Dernek olarak üye olduğunuz uluslararası örgütler var mı? Yapılan ortak çalışmalar nelerdir?
Acil Tıp bizim ülke olarak Avrupa'dan ileri olduğumuz konulardan biri. Biz acil tıp uzmanlığını da, acil tıp eğitimini de, dernek çalışmalarını da Avrupa'dan daha önce başlattık. Avrupa'da acil tıp bizden farklı bir sistemle çalışıyor fakat orada da acil tıp ile ilgili dernekler bulunuyor. Biz bunlar arasından "European Society for Emergency Medicine (EuSEM) "Avrupa Acil Tıp Birliği'ne üyeyiz ve onlarla ortak çalışıyoruz. Bu kapsamda EuSEM ile birlikte 2012 de Avrupa Acil Tıp Kongresi'ni Türkiye'de düzenleyeceğiz. Bu da acil tıp alanındaki gelişmelerimize bir örnek olarak değerlendirilebilir. Çünkü; son toplantımızda şunu gördük ki, 2016 kongresi için Almanya, Avusturya, İngiltere büyük bir mücadele içinde kongrenin kendi ülkelerinde yapılması için uğraş veriyorlar. Fakat bizler 2012 kongresini sağlamış durumdayız, bunu da büyük bir başarı olarak görüyoruz. Bu Avrupa'nın en büyük acil kongresi ve bizler bu sayede Avrupa'dan gelecek çok sayıda konusunda yetkin öğretim görevlisini ülkemizde misafir etme şansını yakalamış olacağız. Bu bizler için hem mutluluk, hem fırsat olacak bir etkinlik diye düşünüyorum.

Dernek olarak düzenlemiş olduğunuz kongrelere katılım ne düzeyde ve bu katılımdan memnunmusunuz?
Acil tıp uzmanlarının sayısı arttıkça kongrelerimize katılım oranı da buna bağlı olarak artıyor. Özellikle son iki yılda katılımcı sayımız oldukça arttı. Biz burada ulusal kongre adıyla en kapsamlı kongreyi düzenliyoruz ancak henüz hedeflerimize tam olarak ulaşamadık. Türkiye'de yaklaşık 10 bin ile 15 bin arası acil servis çalışan doktoru var. Fakat bunlar kalıcı olmadığı gibi bu konuda eğitim gören insanlar değiller ve kongrelere yeterli ilgiyi göstermiyorlar. Kongrelere katılanların çoğu acil tıp eğitimi gören asistanlar, uzmanlar ve diğer branş uzmanları oluyor. Bizler acil serviste çalışan herkesin kongrelerimize daha çok ilgi göstermesini bekliyoruz. Bununla birlikte bir rakam vermekgerekirse kongrelerimizde 1000 civarında bir sayıyı yakalamış durumdayız.

Bakanlık yetkililerinin organizasyonlarınıza katılımı ve ilgisi ne düzeyde?
Sağlık Bakanlığı yetkilileri kongre ve organizasyonlarımıza oldukça ilgi gösteriyorlar ve derneğimize çok önem veriyorlar. Çünkü acil tıbbın Türkiye'de çok önemli bir sorun olduğunun bilincindeler. Siz yılda 70 milyona yakın başvurunun olduğu acil servisleri iyileştiremezseniz sağlık sistemini de iyileştiremezsiniz. Bakanlığımız bunun bilincinde ve etkinliklerimize tüm yetkilileri ile katılmaya çalışıyorlar. Ancak biz onların sadece katılımlarını değil taşın altına ellerini sokarak bu işte görev almalarını istiyoruz.

Sağlık Bakanlığı'ndan ne gibi beklentileriniz var?
Acil tıp yeni bir branş olmanın yanında hem içerik, hem yönetim açısından en zor branş. Hastaların ölümle yaşam arasındaki tüm ihtiyaçlarının karşılanılmaya çalışıldığı yer. Tüm branşlar ile ilgisi var ve siz burada çalışıyorsanız tüm branşlar hakkında bilgi sahibi olmak ve tümüyle iletişim halinde bulunmak zorundasınız. Karşımızda hem böyle zor, hem de Türkiye'de yeni yeni yapılanmakta olan bir branş var. Dolayısıyla zorluklar daha da derinleşiyor. Biz burada dernek olarak özellikle Bakanlığımız1 da bu sistemin oturması için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Sağlık Bakanlığı yetkililerimizde bu konu da oldukça duyarlılar. Bu konuda da en büyük eksikliğimiz bakanlık bünyesinde bunu profesyonel olarak yönetecek bir acil tıp hocasının yer almıyor olması. Bizim isteğimiz yönetim aşamasında bir acil tıp uzmanının veya bir acil hocasının olmasıdır ki, bunun çok daha kapsamlı iyileştirmeleri getireceğini düşünüyoruz. Bu noktada Bakanlığımızdan bir beklentimiz de; çok zor şartlarda, gece gündüz çalışan acil uzmanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi. Yani gece çalışmak ile gündüz çalışmak bir olmadığı gibi, poliklinik hastasına bakmak ile sedyede yatan kritik bir hastaya bakmak aynı değildir ve bunu herkesin bilmesi gerekiyor. Dolayısıyla da karşılığının buna göre verilmesi gerekiyor. Bizler risk faktörü en fazla olan branş içindeyiz ve sigortalamada da en yüksek ücreti biz ödüyoruz. Buna karşılık alınan ücretlerde bir farkın olmaması bizleri üzüyor. Bu karşılığın bir şekilde Bakanlık gündemine gelmesinin şart olduğunuz düşünüyorum.

Dernek olarak alanınızda iyileştirmeler yapılması için ne gibi girişimlerde bulundunuz?
Öncelikle biz dernek olarak acil tıpla ilgili yeniden yapılanma çalışmalarını özellikle Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile birlikte başlattık ve yaklaşık iki üç yıllık bir çalışma sonucunda "acil tıp yapılanması" diye birtebliğyayınlandı. Bu tebliğ aslında birçok konuda da çözüm önerileri içeren bir tebliğ. Bu tebliğin içinde tam olarak istediğimiz düzeyde olmasa da acil tıp uzmanları ile ilgili iyileştirmeler, servis binalarında kısmi iyileştirmeler var. Ancak ülkemizde tebliğ tam olarak istenilen şekilde uygulanamıyor. Sıkıntıların giderilememesinin nedeni de bu. Tebliğ var ancak bunun denetlenmesi sağlanamadı, bu konuda sıkıntılar var.

Son olarak, derneğinizin bundan sonra ki, çalışmalarını hangi alanlarda yoğunlaştırmayı düşünüyorsunuz?
Acil servislerin işleyişinin optimal hale gelmesi, acil servis hizmetlerinin kalitesinin artması için bir gereklilik olarak, acil tıp uzmanlığının gelişmesini görüyoruz. Ancak bir acil tıp uzmanı kolay yetişmiyor ve yetiştikten sonrada iş süreci öyle kolay olmuyor. Bu nedenle bu uzmanlık dalının herkes tarafından bilinçli olarak desteklenmesini ve özellikle Sağlık Bakanlığı'nın bu branşı geliştirmek için gerekli düzenlemeleri yapmasını sağlamayı hedefliyoruz. Bizim dernek olarak şu an en büyük amacımız, acil tıp uzmanlığının ülkenin en az ekonomi kadar, işsizlik kadar, enflasyon kadargündeminde olmasını sağlamak ve acil servis hizmetlerinin bir insanın hayatındaki en önemli hizmetler olduğu algısını toplumda uyandırmak.

Bu röportaj Reçete Medya Aylık Sağlık Dergisi'nin Aralık sayısında yayımlanmıştır.

 

YAZARLAR


AYIN MAKALESİ