Baş sağlığı ziyaretlerine gitmeyi oldum olası istemem. Çünkü laf dönüp dolaşıp hastane ve doktorlara gelir. Yine bir başsağlığı ziyaretimde, her zaman olduğu gibi konu hastane-doktor-hasta üçgeninde dönmeye başladı. Bu arada yeğeni doktor olan bir amca sağlıkçılara yapılan şiddeti eleştirmeye başlayınca, gençlerden biri hemen atıldı:

-       Ama bazı doktorlar bunu hak ediyor!

Bunun üzerine söz bana düştü;

-       Dün trafikte bir şoför arabasını önüme kırdı. Az daha kaza yapacaktım. Trafikte her gün mutlaka bunlar yüzünden kavga çıkıyor. Bazı şoförler bunu hak ediyor!

Hızımı almışken devam ettim;

-       Kaldırımları esnaf işgal etmiş. Ben bile yürüyemez iken özürlü vatandaşlar neler çekiyor kim bilir. Bazı esnaf bunu hak ediyor!

-       Bir taksi şoförü hatalı yerden döndüğü için, motosiklet kullanan gencecik bir öğretim üyesinin ölümüne neden oldu. Bazı taksi şoförleri bunu hak ediyor!

-       Hiç kimsenin arabası çekilmez iken beş dakikalığına yol kenarına park ettiğim arabamı çektiler. Bazı trafikçiler bunu hak ediyor!

-       İşçiyi işten çıkaran bazı işverenler bunu hak ediyor!

-       Amcaoğlumu işe aldıramayan bazı politikacılar bunu hak ediyor!

-       Gürültü yapan komşu bunu hak ediyor!

-       Sokağımı düzgün yapmayan belediye bunu hak ediyor!

-       Kadın evi, kocası, çocukları ile ilgilenmiyor. Bazı kadınlar bunu hak ediyor! Adam sürekli alkol alıyor, çalışmıyor, eşine ve çocuklarına şiddet uyguluyor. Bazı erkekler bunu hak ediyor!

-       …………………………..

Daha devam edeceğimi anlayan şiddet yanlısı genç gözlerini yere indirdi.

-       Kısacası neredeyse ‘tüm vatandaşlar bunu hak ediyor!’ haline geliyoruz.

-       İki yanlış hiçbir zaman bir doğru etmez. İki yanlış hep iki yanlıştır, hatta bazen üç, bazen de dört yanlış eder. Toplama bakınca ortada bir tane bile doğru yok! Haydi, söyleyin bakalım ‘Kim, Neyi, Ne zaman, Nasıl HAKEDİYOR?..

Sonra arkadaşıma döndüm ve dedim ki:

-       Haydi, kalk gidelim. BAZILARI çok şey hak ediyor, ama burası ne buna uygun, ne de benim terbiyem buna uygun…

Çözüm; şiddetin her türlüsüne karşı çıkmakla olur. Benim şiddetim senin şiddetinden asla ve asla iyi değildir. Sloganımız; evde sulh, sokakta sulh, trafikte sulh, hastanede sulh, mahallede sulh, şehirde sulh ve Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi; YURTTA SULH, CİHANDA SULH!..

Dr. Murat KOYUNCU