15.09.2014
Bağcılar EAH Acil Serviste yeni bir şiddet olayı daha yaşandı; 31.08.2014 tarihinde saat 15:00 sularında acil servis müşahade odasında, ürtiker (allerjik cilt reaksiyonu) şikayetiyle başvuran hasta ve çok sayıda hasta yakını sağlık çalışanlarına saldırmış ve bir arkadaşımızın kafası yarılmış, bir arkadaşımızın da eli kırılmıştır. Olay yaklaşık bir saat sürmüş, polise rağmen saldırgan grup acili işlemez hale getirmiş, sağlık çalışanlarının odalarda mahsur kalmalarına neden olmuş ve diğer hastaların sağlık hizmeti almalarına engel olmuşlardır. Hatta saldırı esnasında kalp masajı yapan hekim arkadaşlarımızdan birisi de saldırıya uğramış ve hastaya müdahale edememiş ve hasta maalesef kaybedilmiştir. Yaşanan şiddet olayları acil servislerde "sıradan" hale gelmiş, neredeyse saldırı yaşanmaması sıra dışı kabul edilir olmuştur.
>>>Hastanemiz Acil Servisi'nde yaşanan güvenlik sorunu yeni ortaya çıkan bir sorun değil, yetkililerin çözmekten kaçındığı kronikleşmiş bir sorundur. Defalarca sözlü ve yazılı başvuruda bulunmamıza rağmen, yetkililer sorunun ciddiyetine varmamiş ve sorunu görmezden gelmişlerdir. Her ay bıçaklı ve tekme tokatlı saldırılar devam etmiş olup olayların önüne geçmek için güvenlik önlemleri alınmamıştır. Profesyonel çalışma kuralları gereği hastane yetkilileri çalışanların güvenliğinden sorumludur ve her türlü önlemi almakla yükümlüdürler. Ancak yetkililer hiçbir adım atmayarak sorumluluklarını, görevlerini yerine getirmemişlerdir. Hatta denetleme dönemlerinde adeta denetçi ekibin gözünü boyayarak, acillerde muhteşem bir işleyiş seremonisi oynatmışlardır.
>>>2012 yılında biz Acil Tip asistanları olarak mahkemeye başvurarak hastanemizde güvenlik sorunu olduğunu, bilirkişi heyeti aracılığıyla, tespit ettirmiş ve sorunun çözülmesini talep etmiştik. Mahkeme sonrası çok sayıda sözlü ve yazılı başvuruda bulunup, can güvenliğimiz olmadığını, her an ölümle yüz yüze olduğumuzu ısrarla iletmemize rağmen yönetim, yönetmeliklerde-genelgelerde de ifade edildiği üzere, görev ve sorumluluğunda olan "çalışan güvenliğini" sağlamamış ve üstelik ısrarlarımıza karşılık tehdit ve döner sermayeden kesinti yapmak yoluna giderek biz sağlık çalışanlarına mobbing uygulamıştır. Hatta sözlü başvurularımızda " dayak yiyorsanız vardır bir sebebi", " olmasın ama, küfür yiyebilirsiniz, dayak yiyebilirsiniz ancak karşılık veremezsiniz" gibi cevaplar alarak yöneticilerimizin bu ciddi soruna ne kadar yüzeysel yaklaştıkları hafızalarımızda kayıtlıdır.
>>>Hastane yönetiminin, yaptığımız işin, ürettiğimiz emeğin karşılığı olarak bizlere dayağı, küfürü, hakareti layık görmesi hem hukuki, hem de ahlaki olarak sorgulanması gereken bir tutumdur. Bir kısmı da akademisyen olan yöneticilerin, "hoca" olma vasıflarını unutarak sadece "yönetici" olma refleksleri tarafımızca hayal kırıklığıyla karşılanmaktadır. Duyarlı ve vicdan sahibi tüm meslektaşlarımız, hocalarımız, meslek odamız, sendikalarımız ve halkımız aracılığıyla soruyoruz:
>>>Can güvenliğimizin olmadığı, her an ölümle yüz yüze olduğumuz yerlerde çalışmak istemememiz gayet insani bir refleks değil midir?
>>>Sizler anne-babalarınızın, eşlerinizin sizi korkarak gönderdikleri işyerlerinde çalışmak istermisiniz?
>>>Bizler, güvenli, huzurlu çalışma alanlarında, iyi hekimlik yapmak, kaliteli hizmet verebilmek adına mücadele ediyorken; hastane yöneticileri bizleri ve acile başvuran vatandaşları mağdur etmektedir, hatalı olan kimdir?
>>>Mahkeme yoluyla dahi acilde yaşanan güvenlik sorununu tespit ettirmemize rağmen, sonrasında aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen bizler hala aynı sorunları, üstelik daha can yakıcı bir şekilde yaşıyorsak bu durumun sorumlusu kimdir?
>>>Bizleri hasta muayene etme robotu gibi gören, en önemli sorunumuz olan güvenlik sorununu çözmeyen yetkililer, içimizden birilerini öldürdüklerinde ne diyecekler sizce?
>>>Son olarak, bizler sağlık kuruluşlarında çalışmak üzere tıp fakültelerinde yetiştirilmiş profesyonelleriz. Şu an çalıştığımız acillere maalesef sağlık kuruluşu demek imkansız. Ve bizler daha güvenli, huzurlu ortamlarda insanca çalışmak ve hastalarımıza insana yaraşır sağlık hizmeti verebilmek için mücadele başlatıyoruz. Bu yürüyüşümüzde sesimizi gürleştirmenizi ve mücadelemizi sahiplenmenizi bekliyoruz.
>>> Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Asistanları
Acil Tıp Uzmanları Derneği (ATUDER) Yönetim Kurulu olarak, Kamuoyuna duyurulur.
Son zamanlarda gittikçe artan ve artık dayanılmaz hale gelen acil servis çalışanlarının sıkıntılarına bağcılar eğitim ve araştırma hastanesi acil servisinde bir yenisi daha eklendi. Aşırı hasta yoğunluğu, sık nöbetler, yeterli eğitim alamamak, çalışma ortamlarının, ekipmanların yetersizlikleri, hasta yakınlarının saldırıları, ekonomik sıkıntılar vb. olumsuzluklarla adeta boğuşan mağdur ve mazlum kardeşlerimizin dertlerini dinleyip çare bulmak yerine farklı tutum ve davranışlar sergileyen ya da o şekilde algılanan sağlık idarecileri konumundaki meslektaşlarımızın acil çalışanlarının haklarının teslimi, mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda gereğini yapacaklarını umuyor, acil çalışanlarının haklarını her platformda savunacağımızı bilinmesini istiyoruz.
Sağlık çalışanlarının, her türlü zorlu şartlara rağmen metropol şehirlerden mezralara kadar kutsal sağlık hizmetini yürüten cefakar insanlar olduğunu unutmayın.
Hizmet üretmeye, insanlara şifa dağıtmaya çalışan sağlık personeline saldırmak çirkin ve insanlık dışı bir davranıştır. Böyle bir saldırı kesinlikle kabul edilemez.
Yetkililere sesleniyoruz, acaba tedbir ve önlem alınması için görevi başındayken bir sağlık çalışanı arkadaşımızın daha öldürülmesi mi gerekiyor. Bizler şiddetin toplumsal sorunlarda olduğu gibi sağlık sorunlarının çözümünde de yerinin olmadığını düşünüyor ve buna karşı çıkıyoruz. Şiddet uygulayanlar gerekli cezalara çarptırılmadıkça yapılan suçun yanına kar kalacağı algısı güçlenerek bu tür olayların daha da artacağı kaygısını taşıyoruz. Ülkemizin en ücra köşelerinde her türlü meşakkat, çile ve hayati tehlikeye rağmen, sizler adına hizmet sunan, sağlık çalışanını onore etmemiz gerekirken, ne acıdır ki; şamar oğlanına çevrilmiştir. Bilinmelidir ki; bıçak kemiğe dayandı. Artık Yeter! Hastanın yanında olduğunuz kadar birazda çalışanın yanında olunmalıdır.
Daha çok yakın bir zaman önce yaşadığımız Van depreminde en çok çaba sarf eden kim? Her türlü olumsuzluğa rağmen, bir canı daha hayata bağlamak için, kendini feda eden kim? Gece gündüz demeden, hayat kurtarmak için dişini canına takan kim? Her türlü övgüyü hak eden bu insanlara, hak ettikleri değerin verilmesi gerekmez mi? İnsan olarak şiddetin her türlüsüne karşıyız. Bakabileceğinin çok üstünde hasta muayene eden, tutabileceğinden daha fazla nöbet tutmak zorunda kalan, her türlü olumsuz şartlarda görev yapmaya çalışan, gece gündüz demeden fedakârca mesleğini icra etmeye çalışan hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın sebep ne olursa olsun sözlü ve fiziksel şiddete maruz kalmasını kesinlikle kabul etmiyoruz. "
Kamuoyuna sesleniyoruz, Unutmayınız ki; her sağlık çalışanının bir ailesi ve buna bağlı olarak sorunları vardır. Bilesiniz ki; sağlık çalışanları da sizin gibi etten ve kemikten yaratılmışlardır. Damarlarından akan kan rengi, sizinki gibi kırmızıdır. Onların da sosyal ihtiyaçları olduğunu asla aklınızdan çıkarmayın. Ülkemizde hiç bir kamu görevlisinin bulunmadığı, en ücra köşelerinde sizlere şifa dağıtan sağlık çalışanlarından ne istersiniz? Onların tek bir amacı vardır: İnsanlara çaresizken çare olmak, bir canı daha hayata kavuşturmaktır. Peki, öyleyse bu öfkeniz, bu nefretiniz niye? Emniyet birimlerine ve kolluk kuvvetlerine işiniz düştüğünde, herhangi bir faturayı yatırırken veya bankadan paranızı çekerken gösterdiğiniz sabrı ve hoşgörüyü istemeye bizim de hakkımız yok mu? Sizleri sağlığınıza kavuşturan, sağlık çalışanlarına saygı göstermek ağır mı gelir sizlere?
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisinde meydana gelen olayları lanetle kınıyoruz. Saldırıyı gerçekleştirenlerin adalet önünde hesap vermelerini istiyoruz. Arkadaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz.
YETKİLİLERİ GEREKLİ YASAL DÜZENLEMELER İÇİN HAREKETE GEÇMEYE ÇAĞIRIYORUZ