Sanırım Türkiye çağ atladı ve biz çığ altında kaldık!
Eski zamanlarda; öylesine dona kaldık.
Memleket sınıf atlamış, biz Acilciler yine sınıfta kaldık.
Nasıl mı?
Adetten değilse de geçenlerde nöbete erken geldim, kantinde çay içiyordum. O sıra bir asistan arkadaşım:
_ Yarın Başhekimle randevumuz var, sen de gelsene temsilci olarak sorunlarımızı konuşacağız dedi. Pek oralı olmadım önceleyin, yılların getirdiği deneyimden mi ? yoksa Pavlov’un DENEYİ mi ? öğrenilmiş çaresizlik mi… Bişey çıkmaz dedim arkadaşıma. Lafın gelişi , ekledim
-Neymiş sorunlarımız?
Asistan arkadaşım heyecanla saymaya başladı
_Asistan oto parkında araçlarımıza yer bulamadığımızdan, hastanenin yemekhanesinin yertersizliğinden ve asansörlerinden yakındı. Sorunların vahim boyutta olduğunu, acilen giderilmesi gerektiğini söylerken birden çay boğazımda düğümlendi. Gözlerim doldu, ağlamaklı oldum.
Benim arabam 1994 model hem de tüplü hasta otoparkına koyuyorum insanlar yanına araç yanaştırmıyor.(Şahin /Tüplü ve öfkeli) Yemekhane desen asistanlığımın ilk günlerinde bir kıdemlim ‘en azından yerini bilsin’ diye göndermişti bir kez beni, şükranlarımı sunuyorum. O gün bu gündür gitmişliğim yok.
Asansör bize de sorun oluyor sıkça.
Hani tomografiye KRİTİK HASTA çıkarıyoruz ya, ya da yer bulursak yoğun bakıma taşırken hastayı sığışamıyoruz asansöre, öğle sedyenin üstüne falan sıkışıyoruz işte.
Gözlerim doldu gerçekten memleket çağ atlamış biz hala yaya, ellerin ne dertleri var böyle, bi de bize bak. Böyle kaliteli dertlerin olacak arkadaş ne o bizimki maraba işi.
Aklımdan bunlar geçerken birden sözcükler ağzımdan dökülüverdi.
-Gelicem ben de, bi şartla ama ben de bizim acilin sorunlarını söyleyeceğim tek şartım bu ? Bir de lütfen herkes kendi sorunlarını söylesin güldürmeyim kendimi ona buna , bu yaştan sonra.
-Tamam dedi arkadaşım ben çayımı yudumlarken, gülümseyerek uzaklaştı.
***
Memleket çağ atlamış biz çığ altında kalmışız. Sanki buzlar çözülmüş de biz kaldığımız yerden yaşamaya devam ederken insanlık epey yol almış gibi.
Bizim acilin akademik bildirim panosunun önün de duruyorum.
Akademik kurul kararı alınmış artık sorunlarımızın çözümü için hastane idaresine başvurulmayacak. Hasta YÜRÜTMEME kuruluyla bütün ipler kopmuş ilmik boğazımıza dolanmış, idare edenler bir Acilcileri İDARE etmiyor, edemiyor. Yönetenler yönetemez hale gelmiş. Hastane yürütme kurulu tümden hastane içinde yürüyemez halde.
Valla akıl diyor ki soyun da hastanenin çatısına çık!
Son dakika olarak geçsin ajanslar!
Çıldıran doktor ’isteklerim bir saat içinde yerine getirilmezse kendimi atarım’ dedi.
Şimdi isteklerini bildiriyoruz.
1) Acil serviste tomo istiyoruz.( Böylece asansörle ilgili sorunda bizim açımızdan çözülür.)
2) Akut apandisit ön tanısı ile abdominal USG istenilen hastayı apandisit ACİL değildir diyerek geri çeviren radyoloğun genel cerrahi rotasyonuna gönderilmesini istiyoruz.
3) Yoğun bakımlar halka açılsın ihtiyacı olan her hasta yoğun bakıma yatsın
4) Başta hastanemiz olmak üzere ülkedeki tüm tıp fakültesi hastanelerin de İLGİLİ BÖLÜM anabilim dalları kurulsun
5) Hasta konsültasyonu na yoğun bakım ihtiyacı vardır yazıp ‘ biz
yoğun bakımda hasta takip etmiyoruz bu yüzden dış merkez’ diyen anabilim dallarına da kapı önünde bir dış merkez oluşturulsun
6) Acil servislerde güvenlik önlemleri artırılsın aynı zamanda acilcilere Çin’de Kunk-fu rotasyonu zorunluluğu getirilsin
Vay be ellerin ne derdi var!
Allah insana dert verirken bile hayırlısını ve üst sınıftan insana layık olanı versin.
***
Neyse çayım soğumuş!!!
Dr. M.Murat Oktay