Yönetsel Yapılanma



Uzm.Dr. M. Murat OKTAY
[email protected]

 TUS sonuçlarının açıklanması sonrası ilk iş bizim acile geldim. Aslında yabancı olmadığım bir yerdi. Değerli hocam Sayın Cuma Yıldırım’ı bize verdiği kurslardan tanıyordum. Biraz çekiniktim.Ama ne yalan söyleyeyim birazda sınavı geçmiş olmanın verdiği mutlulukla girdim odasına. Tahmin edileceğiniz gibi acil servis ve acil tıp uzmanlığı üzerine epeyce derin sohbetler ettik. Sözün arasında hocam ‘biz burada sadece acil tıp uzmanı yetiştirmiyoruz aynı zamanda birer profesyonel yönetici yetiştiriyoruz’ demişti, şaşırmıştım. Hocam beni acile başlamam konusunda ikna etmek için coşkumu veriyor diye düşünmedim dersem yalan olur. Hiç anlam verememiştim çünkü,Sağlık Bakanı olacak halim yoktu. Yoksa dedim kendi kendime burası çekilir bir yer değil de kandırılıyor muyum?

***

  Bilirsiniz saat gece yarısını geçtikten sonra hastanede acil servisler dışında aktif çalışan yerler yoktur. Aslında sadece hastanede değil ,belki de tüm kentte. Bu durum bizlere ayrı bir iş yükü ve sorumluluklaryükler. Hele birde ‘bu iş benim işim değil’ diyen bir gece idareciniz varsa yandınız. Tek muhatap sizsinizdir. Ve eğer ciddi sorunlarla karşılaşmak istemiyorsanız yönetsel yeteneklerinizin gelişkin olması gerekir.

-Doktor bey beni …servisindeki hemşire gönderdi. Bizim hasta uykudan uyandı yemek istiyor da

- Eee bizimle ne ilgisi var beyefendi? Ben aşçı mıyım? Hemserviste doktorları yok mu?

-Ben doktor sordum Acile git dediler.(Şimdi kimilerinizin bıyık altından güldüğünü abartmış olduğumu mırıldandığınızı görür gibiyim. Fakat harfiyen başıma geldi)

***

- İyi geceler ben acilden doktor… pnömatik arızalandı kanları gönderemiyoruz yardımcı olabilir misiniz?

-Bu benin işim değil otomasyonu arayın.

-Gece icapçılarını bilmediğim için sizi aradım nöbetçi idareci siz değil misiniz?

-Ben de bilmiyorum

-İyi babama soruyum o zaman.

***

-Doktor bey acilen ambulans lazım,serviste yatan hastamız başka bir hastaneye yoğun bakıma gidecek.112 ambulans göndermiyormuş, hastanenin ambulanslıda başka bir hastayı götürmüş. Servisteki nöbetçi doktor git acil doktoru halletsin dedi hastamızın durumu çok acil doktor bey.

-Nöbetçi idari amire gittin mi?

-O yerinde yok.

( Hani al benim arabayı sen götür desen olmuyor.)

***

-Burası nasıl acil, arabada acil hasta getirdik kapıda taşıyacak kimse yok kardeşim!

-Personellerimiz başka hastaları taşıyor sizden kimse yok mu?

-Burası nasıl acil kardeşim hastamız dışarda ölüyor, doktor hastayı sen taşı diyor. Allah hepinizin belasını versin …..

-Tamam, bey efendi ben gelip taşırım.

(Hatta yetişebilsek elimize fiş alıp otopark değnekçiliği bile yapmamız beklenecek)

***

İşte hepsi bildiğiniz gibi kimi zaman cezaevi müdürü gelir

- Savcı bey gönderdi acil doktoru halleder dedi.

Kimi zaman da bir mülki amir arar gecenin bir yarısı.

Eninde sonunda burası acil servistir ve nedense her verili duruma ilişkin çözüm üretmek bizim işimiz. Üstelik idare-imaslahatçı anlayışların yaygın olduğu bir ülkede mecburen bir acil tıp uzmanı sadece acil hasta yönetimini değil mesai saatleri dışında hastane yönetimini de bilmek zorundadır.

  Bense ilk gün değerli hocamın ne dediğini ancak şimdi anlamakta olan birisi olarak, yönetim bilgi ve yeteneklerimizin geliştirilmesinin ampirik düzeyden bilimsel düzeye taşınmasının olmazsa olmaz bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum.

 Nede olsa bizlerin’ bu benim işim değil’ deme lüksümüz yok.

Zaten desek te bize inanan kimse yok

Dr. Mehmet Murat Oktay

Bu makale 7348 kez görüntülenmiştir.

Yorumlar


Yazarın Diğer Köşe Yazıları

YAZARLAR


AYIN MAKALESİ