Taşlar Oturmuyor



Prof. Dr. Başar CANDER
[email protected]

Ülkemizde de dünyada da o kadar çok sorunla karşı karşıya kalmaktayız ki. Dünya âdeta bir sorun yumağı gibi. Özellikle belli coğrafyalarda öyle büyük trajediler yaşanıyor ki gerçekten bu durumun sonu iyi değil. Bunları gördükçe, iç dünyamızda yaşadığımız devasa sorunlar dahi rölatif olarak küçük kalabiliyor.

Her gün binlerce kişinin öldürüldüğü günümüzde sosyoekonomik sorunlar bu can kayıplarının yanında bir şey ifade etmeyebilir. Ancak, ülke içinde yaşadığımız sorunlar ve sürekli değişim de yakın coğrafya ile iç içe, bu yüzden yaşadığımız politik sorunlar da küçümsenecek düzeyde değil. Tabii bütün bunların birbiriyle irtibatlı global planlamaların ürünü olduğunu öne sürenlere göre bu sorunlar da devasa boyuta erişiyor. Böyle olunca, iş hayatımızda, mesleğimizle ilgili yaşadığımız sorunlar devede kulak misali kalabiliyor. Olaylara geniş açıdan bakıldığı zaman bizim yaşam alanımıza daralan dünyadaki sorunlar ve memnuniyetsizlikler ötelenebiliyor.

Aslında dünyada yaşanan kargaşa ülkemize, ülkemizdeki kargaşa bağlı olduğumuz merkezi yönetim birimlerine, oradaki kargaşa çalıştığımız ortamlara, üniversitelere ve hastanelere yansıyor. Bu yüzden bunları birbirinden ne kadar bağımsız düşünebiliriz veya zamanın bir sonucu mu bu yaşadıklarımız, ayrılabilir mi bilemiyorum. Fakat bir gerçek var ki sağlıkta yaşanan büyük değişim, birçok düzenleme ve yenileme hayatımızı olumlu olumsuz etkilerken sürekli değişimden kurtulamıyoruz, bir türlü stabil hâle gelemiyoruz. En kötü karar bile bazen kararsızlıktan iyidir misali bu sürekli değişim hem bizi hem toplumsal yapıyı ve duygulanımı bozuyor. Sanırım şu sırada biraz durgunluğa ihtiyaç var. 

Yasalar değişiyor, değişen yasa tekrar değişiyor, yöneticiler değişiyor, yapıyı temelden değiştirecek projeler üst üste geliyor, derken bu istikrarsızlık ve sürekli devinim çok yakan motor gibi bizi yoruyor. Gün geçmiyor ki çalıştığımız ortamda bir değişiklikle karşılaşmayalım; ya kurallar ya da kişiler değişiyor.

Bu sürekli değişim Sağlık Bakanlığında daha ön planda. Kurum başkanı değişiyor, hastane yöneticisi değişiyor, daire başkanları değişiyor, genel müdürlükler ihdas ediliyor, sonra kaldırılıyor. Bir işe bir birim bakarken, bir bakıyorsunuz başka bir birime bağlanmış. İç işleyişlerde bir kargaşa… bazen yetki karmaşası… Bir konuda birden fazla yetkili birim vesaire. Durmadan koşan bir maraton koşucusu gibi sürekli efor harcamayı gerektiren bu değişimler kurumları yoruyor, etkinliğini azaltıyor.

Evet, değişim ve gelişim önemli ama sonuçları hesaplanmadan yapılan her hamle, sorun çıkınca yeni bir hamleyi gerektiriyor. Bir şeyler yanlış gidiyor.
Bir de buna son zamanlarda çift başlı sistemler eklendi. Hastane yöneticisi, başhekim, genel sekreter, sağlık müdürü, eğitim sorumlusu, idari sorumlu… Yaklaşık iki yıldır uygulanan bu sistemde çok kişi de görevinden alındı.

Peki, bu sistem ne hedefliyordu? Kim ölçtü tarttı bu sistemi ve önerdi? Hedeflerine ulaştı mı? Olmadıysa yapboz tahtası gibi yeniden mi değişecek? Bu değişimler kişilerden çok toplumu ve kurumları yıpratıyor. Artık bir süre dursa bu değişimler de ne olup bittiğine şöyle bir baksak.

Değişerek bakınca sonuçları tam göremiyoruz ama taşların oturmadığı belli. Sanki bir şeyler yanlış gidiyor.

 

Bu yazı 30.06.2014 tarihinde Medimagazin’de yayımlanmıştır.

 

Bu makale 6116 kez görüntülenmiştir.

Yorumlar


Yazarın Diğer Köşe Yazıları

Köşe YazısıTarih
Acil Tıp ve Yan Dalları 09.05.2016
Mustafa Koç'un ardından 23.02.2016
“Yalancı Profesör” 26.01.2016
Değişmez mi? 04.01.2016
Yeniden İlk Aşk 17.11.2015
Seçim Sonuçlarında Roller 16.06.2015
Zübük 06.04.2015
Acil TV 09.03.2015
Sosyal Facia 09.02.2015
Ne Zaman İstifa? 12.01.2015
Güven Bana 15.12.2014
Nerede Yanlış Yapıyoruz? 01.12.2014
Bakış Açısı 22.09.2014
Yılan Hikayesi 02.06.2014
Liderlik... 26.03.2014
Binalar Tamam da… 24.02.2014
Koltuk Belası 29.01.2014
Olacağı Belliydi 31.12.2013
Ahlaklı Nesil 03.12.2013
Kim Olmak İster? 04.11.2013
Nöbet Bilmecesi 21.06.2013
Acil Tıp ve SGK 11.04.2013
Şeffaflık ve Kayıtlar 26.03.2013
Şeytan Taşlamak 25.03.2013
Acil Servis Yükü ve Kritik hastalar 01.03.2013
İade-i İtibar 04.02.2013
On Yıl Geçmiş 09.01.2013
Yeter! Bizi Rahat Bırakın! 04.12.2012
Esaretin Bedeli 05.11.2012
Asistan Arkadaşımızın Vefatı 08.10.2012
Avrupalı Acilciler Türkiye'de 03.09.2012
Şiddet ve Sezaryen 04.06.2012
Üniversitede Seçim mi, Skandal mı? 07.05.2012
Kaht-ı Rical 02.04.2012
Paramparça 06.03.2012
Başhekim mi, Holding Yöneticisi mi? 09.01.2012
Platini Haklı mıydı? 05.12.2011
Bu Ne Şiddet! 15.11.2011
Nerdeyiz? 26.04.2011
YAZARLAR


AYIN MAKALESİ