Platini Haklı mıydı?



Prof. Dr. Başar CANDER
[email protected]

İki yıl önceydi. Bir toplantı için İsviçre’deydim. Kaldığım otelde bürokrat görünümlü birçok kişi vardı. Yanlarına yaklaştığımızda Türkçe konuştuklarını anladık. Konuyu sorduk. Futbol federasyonu tam kadro oteldeydi. Ertesi gün önemli bir toplantı yapılacaktı. Son aşamaya gelinmişti. Avrupa Şampiyonası’nın Türkiye’de yapılması için karar verilecekti. Finale iki ülke kalmıştı: Türkiye ve Fransa. Bizi de bir heyecan sardı. Yetkililerle her fırsatta konuşmaya çalışıyorduk. Onlardan aldığımız izlenim çok umut vericiydi. Uzun süredir hazırlandıklarını ifade ediyorlardı. Zaten birçok Avrupa ülkesini geride bırakarak finale kalmamız da bu iyi hazırlık sürecini gösteriyordu. Önemli bir kozumuz daha vardı: Şampiyona daha önce Fransa’da yapılmıştı. Adil davranılırsa, bizde kalması kesin gibiydi. Biz de heyecana kapılmıştık, hatta toplantı salonu dışında bayrak açalım, desteğimizi gösterelim dedik, ama yetkili arkadaşlar buna yanaşmadı. Konunun önemini hatırlarsınız. Cumhurbaşkanımız bile toplantıya katılmış, Türkiye’de yapılması için çok uğraşmıştı. Fakat ne oldu? Haksız bir şekilde Fransa’ya verildi. Çok tepki gösterdik. Başbakanımız da klasik üslubuyla eleştirdi. Yabancılar da haksızlığa uğradığımızı biliyor, dile getiriyorlardı. O zaman  gazetecilerden biri UEFA Başkanı M. Platini’ye eleştiri bazında konuyu sorduğunda “Türkiye de bir UEFA başkanı çıkarsın, o zaman alır” demiş, bu cümle işe tuz biber ekmiş, eleştiriler buna kaymıştı. Malumunuz Platini Fransız’dı. Hepimiz onun bu tutumunun haksız olduğunu biliyorduk. Başta hükümet, hepimiz eleştiriyorduk.

Sporla, özellikle futbolla çok ilgiliyim, ancak niyetim spor yazarlığı yapmak değil. Zaten seviyelerini herkes biliyor.

Acil tıp konusunda yıllardır şunu savunduk ve Bakanlığa, performans dairesine şunu ilettik: Kritik hasta bakımı çok farklıdır. Bunu diğer hasta bakımıyla aynı tutamazsınız. Yani ritim bozukluğu ve solunum sıkıntısı olan genel durumu kötü bir hastayla polikliniğe neredeyse koşarak gelebilecek durumda olan hastalara aynı puanı veremezsiniz. SGK da aynı ödemeyi yapmamalı. Bakanlık yetkilileri diyorlar ki, bu hastalara farklı yaptığınız müdahale olursa ona karşılık alıyorsunuz. Tabii bunu söylerken “Şecaat arz ederken sirkatin söyler” durumuna düşüyorlar. Çünkü konuyu detaylarıyla bilmedikleri ortada.  Özellikle örnek verdim solunum sıkıntısı olan, ritim bozukluğu olan hasta diye. Bu hasta nasıl takip edilir? Doktor başından ayrılabilir mi? Hayır. Monitörize eder, Nebül tedavileri verir, damar yolu açar, ritim düzenleyici tedaviler yapar. Belki 1-2 saat hastayla uğraşır. Bütün saydığım bu müdahalelere hiçbir puan ödenmiyor. Dolayısıyla bu hastanın başından ayrılmayan, hastanın ritmiyle neredeyse kendi ritmi de bozulan, 2 saatini hastaya harcayan doktorumuzun bu hastadan alacağı tek puan, muayene için alınan puan. Yani, poliklinik tarafına “Burnum akıyor” diyerek gelen hastanın puanı. Bu durumu defalarca izah ettik, dile getirdik. Sonuç ne oldu? Çocuk hastaların puanı arttı!!!. Yeni-doğan, çocuk vs. baktığınızda yüksek puan alıyorsunuz. Ama bu kritik hastalar için hiçbir değişiklik yok. Daha önce de benzer olaylarla karşılaştık. Yıllarca yan dal için uğraştık. Batılı ülkeleri örnek göstererek hiçbir yan dal alamadık acil tıp camiası olarak. Çocuk bölümünün kaç yan dalı oldu biliyor musunuz?

Sayın Bakanı Erzurum’da bakan olmadan önce tanımıştım. Çok başarılı, dürüst, gayretli, iyi niyetli bir hocamız olarak biliyoruz. Çok başarılı işler yaptı. Büyük reformlar da. Ancak yaptığı güzel işler, başarılı çalışmalar eğer adil olabilirse anlam kazanır. Yoksa dünyadaki hiçbir değer, insanın adil olabilmesi kadar önemli bir vasıf değildir. Aslında yazmak istediğim başka örnekler de var adaletsiz düzene dair, ancak onları başka bir yazımıza bırakalım. Bakanımız çocuk hastalıkları uzmanı, Avantajlar da hep bu yöne sağlanıyor. Özellikle bu kadar çok çaba gösterdikten sonra, kritik hastalar için değil de çocuk hastalar için puan artırımı olunca hemen hem bu işin haksızlık boyutu geldi aklıma hem de Platini. Evet bizim acil tıp uzmanı Bakanımız yok. O halde neden Platini’ye kızdık? Yoksa Platini haklı mıydı?

Prof.Dr. Başar CANDER

Bu makale Medimagazin de yayımlanmıştır.

 

Bu makale 7046 kez görüntülenmiştir.

Yorumlar

Yorum yapmak için giriş yapmalısınız.

6.12.2011 21:34:15 Ökkeş Taha Küçükdağlı
Ökkeş TAHA Platini gerçekleri o kadar veciz gözler önüne sermiş ki hocam,örnekleri saymakla bitmeyen evrensel gerçekler!!!sinir bozucu,kabullenilemez,değişmesi güç ama HIRSLANDIRICI gerçekleri!!! Rektörü pediatrist ,dekanı kardiolog çiçeği burnunda tıp üniversitesinin özellikle bu iki bölümdeki müthiş ivmesine hayran kalınan ama Acil ine Doç. düzeyinde bir hocayı katma iradesinden mahrum olan bir yerde çalışırken bu gerçekleri çok iyi görüyoruz.. 'Doğru'olanın birgün hayat bulacağına inancımızı kaybetmeden sabırla adaleti , ve kimbilir heyecanla Acil tıp uzmanı Bakanımızı bekliyoruz ... Ben bunu hakeden vizyona sahip hocalarımızı tanıyorum...
8.01.2012 23:12:47 ismet eraydin
Sevgili Başer abi hem bir doktor hem bir spor yazarı olarak yazını irdeledim.Tek kelimeyle harika olmuş.Gerçekten herkesin sustuğu,doktorlar açısından belirsizlik ortamında,bir acil sorumlusu olarak aciz kaldığımı söyleyebilirim.Neye göre performans anlamış değilim.5 yıl acil ihtisası yapacaksınız,gece,bayram çalışacaksınız.mesainiz gündüz hafta içi poliklinik yapan arkadaşlarla bir ölçülecek.Daha yazacak çok şey var ama abi biliyorsun biz bunları "sahnede oynamayı"seviyoruz.tüm meslektaşlarımın lütfen biraz daha taşın altına ellerini koymasını rica ediyorum.yoksa çok daha puan -hesabıyla aklımız karışır. Uzm.Dr.İsmet ERAYDIN.Trabzon numune hastanesi

Yazarın Diğer Köşe Yazıları

Köşe YazısıTarih
Acil Tıp ve Yan Dalları 09.05.2016
Mustafa Koç'un ardından 23.02.2016
“Yalancı Profesör” 26.01.2016
Değişmez mi? 04.01.2016
Yeniden İlk Aşk 17.11.2015
Seçim Sonuçlarında Roller 16.06.2015
Zübük 06.04.2015
Acil TV 09.03.2015
Sosyal Facia 09.02.2015
Ne Zaman İstifa? 12.01.2015
Güven Bana 15.12.2014
Nerede Yanlış Yapıyoruz? 01.12.2014
Bakış Açısı 22.09.2014
Taşlar Oturmuyor 01.07.2014
Yılan Hikayesi 02.06.2014
Liderlik... 26.03.2014
Binalar Tamam da… 24.02.2014
Koltuk Belası 29.01.2014
Olacağı Belliydi 31.12.2013
Ahlaklı Nesil 03.12.2013
Kim Olmak İster? 04.11.2013
Nöbet Bilmecesi 21.06.2013
Acil Tıp ve SGK 11.04.2013
Şeffaflık ve Kayıtlar 26.03.2013
Şeytan Taşlamak 25.03.2013
Acil Servis Yükü ve Kritik hastalar 01.03.2013
İade-i İtibar 04.02.2013
On Yıl Geçmiş 09.01.2013
Yeter! Bizi Rahat Bırakın! 04.12.2012
Esaretin Bedeli 05.11.2012
Asistan Arkadaşımızın Vefatı 08.10.2012
Avrupalı Acilciler Türkiye'de 03.09.2012
Şiddet ve Sezaryen 04.06.2012
Üniversitede Seçim mi, Skandal mı? 07.05.2012
Kaht-ı Rical 02.04.2012
Paramparça 06.03.2012
Başhekim mi, Holding Yöneticisi mi? 09.01.2012
Bu Ne Şiddet! 15.11.2011
Nerdeyiz? 26.04.2011
YAZARLAR


AYIN MAKALESİ