İade-i İtibar



Prof. Dr. Başar CANDER
[email protected]

 Ve bir dönem kapandı.

 

Sadece Türkiye’nin değil, aynı zamanda Avrupa’nın en uzun süre sağlık bakanlığı yapan siyasetçisi Recep Akdağ görevi devretti. On yıllık dönem, iyisiyle kötüsüyle bitmiş oldu. Dolu dolu geçti yıllar. Reformlar, değişiklikler birbirini takip etti. Uyum göstermek, değişiklikleri benimsemek kolay olmadı.

 

Aslında, bana göre çökmüş bir sağlık sistemi vardı ülkemizde. Sayın Bakanın öncülüğünde sistemde çok önemli değişiklikler yapılarak son derece önemli iyileştirmeler gerçekleştirildi. Sistemler ve hedefler, belki muhtemelen niyetler de iyiydi. Hemen itiraz etmeyin. Bunları, bu köşede defalarca Bakanı eleştiren bir kişi olarak yazıyorum. Bir tenakuz yok. Çünkü yanlış olan ve bütün meslektaşlarımızın tepkisini çeken şey farklıydı. O da, bu sistem değişikliklerinde ve reformlarda doktorların pozisyonu… Bu hiç hesaplanmadı ya da göz ardı edildi. Değişimin bütün yükü doktorların sırtına bırakıldı. Örneğin; 96 milyon acil başvurusu olan ülkemizde “Acile gelen her hastaya bakılacak.” dendi. Ancak, bunlara kimin nasıl bakacağı hesaplanmadan böyle bir söylemin mantığı ve doğru sonuçları olabilir miydi? O yetmiyormuş gibi, acilde yıllarca çalışan pratisyen hekimler acilden ayrıldı, aile hekimi oldu. Evet, acile gelen her hastaya bakılması kulağa hoş geliyor. Peki, bir insan günde kaç acil hastasına uygun şekilde müdahale edip değerlendirebilir? Doktor başına kaç hasta düşecek? Bunları iyileştirmeden “Acile gelen her hastaya bakılacak.” demek ne kadar doğru bir yaklaşım? Bu acile gelen hastalara avukatlar, hâkimler, SGK müfettişleri veya milletvekilleri mi bakacak? Bu söylemden önce bunların hesaplanması daha insani ve daha akıllıca olmaz mıydı? Peki, neden hesaplanmadı? İşte sorunun asıl sebebi burada yatıyor.

 

Bin kişinin başvurduğu acil servise 2 bin kişi başvurdu. Doktor, hemşire, personel sayısı iki kata çıkarıldı mı? Ya alan? Yani acil servis alanı iki kat büyüdü mü? Peki, nasıl bakılacaktı bu hastalara? Doktorlar zaten çok büyük bir yük altındayken iki kat yük daha verildi. Bakamayınca da, direkt hasta yakınlarının hedefi haline getirildi ve sonra bildiğimiz şiddet olayları… Bir de, iş daha bir sağlama alındı. Yeterli miktarda para kazanmak için bu hastaların hepsine bakmak zorundaydı artık doktor. Yani, iş tamamen hamallığa döndü. Eğer çok sayıda doktor hastaya bakamazsa performansı da düşük olacaktı. Bu şekilde doktorların sesi de kesilecekti. Fakat doktorlarımız bu yükün altında kalınca sesleri kesilmedi. Her yerde memnuniyetsizlikler dile getirildi. Halk ilk başta memnundu süreçten. Sonra doktorlar bu yükü kaldıramayınca bu sefer doktorlara şiddet uygulamaya başladılar. Bunlar hiçbir gerekçesi olmayan alçak saldırılardı tabii ki. Düşünün, sırtında üç çuval yük taşıyan bir kimse yorgunluktan yere kapaklandığında başındaki ona tekme tokat saldırıyor.

 

Tabii, acil örneğini verdik, ama bu bütün branşlarda sistem olarak benzerdi, yani değişimin bütün yükü doktorlardaydı. İşte bu yüzden biz memnun değiliz. Şikâyet ediyoruz. Sistem değişecekse değişir, ama oluşan yükü kaldıracak mekanizmalar hazırlanmadan bu yük binerse bina çökecektir.

 

Bu değişimin önemli bir komplikasyonu da, doktorların itibarının ayaklara düşmesiydi. Her an ulaşılabilen her an sorgulanabilen her an adeta işveren haline gelen hastalar tarafından “Seni beğenmedim!” denilerek değiştirilebilen sıradan işçilerdi artık doktorlar. Bilinçli bilinçsiz yapılan bu değişiklikler sonucunda doktorların saygınlığı kalmamıştı. Kimileri dövülüyor kimileri tehdit ediliyor kimileri intihar ediyordu. Yüzyıllardır en çok itibar gören meslek grubu artık ayaklar altındaydı. Maalesef hesaplanmayan değişim ve popüler politik söylemler bu sonucu doğurmuştu.

 

Maddi kayıpların telafisi bir şekilde gerçekleşebilir, ama manevi kayıpların telafisi çok zordur.

 

Son yazımda, sabık Bakana bu dengeyi düzeltmesi gerektiğini bildirmiştim.

 

Ama şimdi yeni bir umutla, yeni Bakanımıza yapacağı işlerin en önemlisini sadece iki kelimeyle hatırlatalım: İade-i İtibar!

 

Bu yazı 04 Şubat 2013 tarihinde Medimagazin'de yayımlanmıştır.

Bu makale 6816 kez görüntülenmiştir.

Yorumlar

Yorum yapmak için giriş yapmalısınız.

4.02.2013 21:02:37 AYŞE BAYRAK
Yeni Sağlık bakanının doktor kökenli 20-22 kişilik bir milletvekili komisyonu ile sağlık sistemini tartışmak üzere bir çalışma başlatmış olduğunu duyuyoruz. Bu komisyonda Acil tıp hekimlerini temsilen biri yer alacak mı? Atuder'in bu konuda bir girişimde bulunacak mı?
4.02.2013 21:04:42 AYŞE BAYRAK
Yeni Sağlık bakanının doktor kökenli 20-22 kişilik bir milletvekili komisyonu ile sağlık sistemini tartışmak üzere bir çalışma başlatmış olduğunu duyuyoruz. Bu komisyonda Acil tıp hekimlerini temsilen biri yer alacak mı? Atuder bu konuda bir girişimde bulunacak mı?
5.02.2013 11:47:20 barış öztürk
yazı için teşekkür ederiz sayın hocam düşüncelerimize nispeten aktardığınız için teşekkür ederiz

Yazarın Diğer Köşe Yazıları

Köşe YazısıTarih
Acil Tıp ve Yan Dalları 09.05.2016
Mustafa Koç'un ardından 23.02.2016
“Yalancı Profesör” 26.01.2016
Değişmez mi? 04.01.2016
Yeniden İlk Aşk 17.11.2015
Seçim Sonuçlarında Roller 16.06.2015
Zübük 06.04.2015
Acil TV 09.03.2015
Sosyal Facia 09.02.2015
Ne Zaman İstifa? 12.01.2015
Güven Bana 15.12.2014
Nerede Yanlış Yapıyoruz? 01.12.2014
Bakış Açısı 22.09.2014
Taşlar Oturmuyor 01.07.2014
Yılan Hikayesi 02.06.2014
Liderlik... 26.03.2014
Binalar Tamam da… 24.02.2014
Koltuk Belası 29.01.2014
Olacağı Belliydi 31.12.2013
Ahlaklı Nesil 03.12.2013
Kim Olmak İster? 04.11.2013
Nöbet Bilmecesi 21.06.2013
Acil Tıp ve SGK 11.04.2013
Şeffaflık ve Kayıtlar 26.03.2013
Şeytan Taşlamak 25.03.2013
Acil Servis Yükü ve Kritik hastalar 01.03.2013
On Yıl Geçmiş 09.01.2013
Yeter! Bizi Rahat Bırakın! 04.12.2012
Esaretin Bedeli 05.11.2012
Asistan Arkadaşımızın Vefatı 08.10.2012
Avrupalı Acilciler Türkiye'de 03.09.2012
Şiddet ve Sezaryen 04.06.2012
Üniversitede Seçim mi, Skandal mı? 07.05.2012
Kaht-ı Rical 02.04.2012
Paramparça 06.03.2012
Başhekim mi, Holding Yöneticisi mi? 09.01.2012
Platini Haklı mıydı? 05.12.2011
Bu Ne Şiddet! 15.11.2011
Nerdeyiz? 26.04.2011
YAZARLAR


AYIN MAKALESİ