Hayata dair…
35 yaşına erkek hasta acil servise araç içi trafik kazası nedeni ile112 ekibi tarafından getirildi.
Hasta acile kabul edildi. Genel durumu kötü, şuuru kapalı, kooperasyon ve oryantasyonu kötü.
İlk değerlendirme ve stabilizasyonun ardından uyutulup entübe edildi. Birincil ve ikincil tedavileri tamamlandı. Radyolojik değerlendirmeleri yapıldı. Her türlü tetkik, konsültasyon ve acil tedavileri tamamlanan hasta ‘Yaygın Aksonal Hasarlanma’ ön tanısı ile Anesteziyoloji ve Reanimasyon Yoğun Bakıma yatırıldı.
Hayır hayır. Yanlış anladınız. Burada size olgu sunumu yazmaya niyetim yok.
En iyisi ben size olayı baştan tekrar anlatayım.
Dr. Cengiz Doğan. 10 yıllık doktor ve 10 yıllık acil hekimi. 7 yıl kadar Eskişehir’de doktorluk yapmış ardından memleketi olan Gaziantep’e gelmiş. 4 aydır Kilis Devlet Hastanesi acil servisinde çalışıyor. Kendisi bekar. Ancak anne ve babası ile Gaziantep’de oturuyor. Kilis’e git gel yapıyor. Kilis Gaziantep arası yaklaşık 45 km. Bir cuma günü 24 saatlik nöbete başlıyor. Uzun ve yorucu bir nöbet. Bir çok hasta bakıyor. Kim bilir belki de bir çok hastanın duasını alıyor.
…………………
Cumartesi sabah nöbeti devrediyor ve nöbetten çıkan başka bir doktor arkadaşı ile birlikte aynı araçla Gaziantep’e dönüyorlar. Arabayı Dr. Cengiz Doğan kullanıyor. Kısa süre sonra gerek nöbetin verdiği yorgunluk, gerekse yolun rehaveti ile midir neden olduğu bilinmez trafik kazası geçiriyorlar.
112 ekibi olay yerinden doktor arkadaşları alıyor ve Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi acil servisine getiriyor. Doktor olmalarının da etkisiyle acil ekibi kendileri ile yakından ilgileniyor. Acil tedavileri tamamlandıktan sonra Dr. Cengiz Doğan Anesteziyoloji ve Reanimasyon Yoğun Bakıma, diğer doktor da ortopedi servisine yatırılıyor.
…………………………….
Bir gün hastaneye geliyorum. Otoparkın yanındaki ağaçlık alanda bir hasta… Tekerlekli sandalyede… Nazogastrik sonda takılı. Üzeri örtülü… Tüm eklemlerinde kontraktür gelişmiş. Başında orta halli bir Anadolu kadını ve bir hasta bakıcı var. Eklemlerine masaj yapıyor. Kontraktürleri açmaya çalışıyor. Her gün aynı tablo tekrar ediyor. Birkaç gün sonra istemsiz olarak hastanın yanına gidiyorum…
Evet doğru tahmin ettiniz. Bu hasta Dr. Cengiz Doğan. Başındaki de annesi…..Eli öpülesi doktor annesi. Kim bilir belki de yemedi yedirdi. Giymedi giydirdi. Oğlunu doktor yaptı. Uzun yıllar gurbette olan oğlu yanına geldi. Belki de evlendirip mürüvvetini görecekti. İlk günkü azmi ve heyecanı ile oğluna bakıyor, başını okşuyor. İşte cennetlik bir kadın…
……………………….
Dr. Cengiz Doğan hastaneye yatırıldıktan sonra biz günlük işlerin yoğunluğu ile çalışmaya devam ettik. Ancak hayat devam ediyor. Zaman geçiyor. Dr. Cengiz Doğan Anesteziyoloji ve Reanimasyon Yoğun Bakımdaki tedavisi tamamlandıktan sonra Fizik Tedavi Anabilim Dalı’na devredilmiş. Şimdi fizik tedavi alıyor. Kendisi ile konuşmak istiyorsunuz. Her şeyi duyuyor ve anlıyor. Ancak cevap veremiyor ya da vermiyor… Bu nedenle sadece gözlerini kapatıyor…
Bunu neden yazdım… Bilmiyorum. Belki yaşlanıyorum. Yaşlandıkça duygusallaşıyorum. Belki bu doktor arkadaşımın sahipsizliği, ilgisizliği beni çok etkiledi. Belki yeterince ilgi gösterememiş olmanın vicdan azabı beni yerimde durdurmuyor. Belki de…………….belki de…….Gerçekten bilmiyorum. Bilemiyorum…
Doç. Dr. Cuma Yıldırım