Kendi halinde günlük işlerini yapan randevularını ayarlamış sıradan bir vatandaşım… Öğleden sonra saat 13.30 civarı. Bir telefon... 'Hocam iyi günler. Prof. Dr. Recep Güloğlu hocamız sizinle görüşmek istiyor.'
’Olur görüşelim...’ Kendisi Çapa Üniversitesi Travma ve Acil Cerrahi Birimi Öğretim Üyesi... Hastanenin yöneticisi... Travma ve Acil Cerrahi Dergisi’nin de editörü... Bunların hepsini geçin... Gaziantep’li... Yani hemşerim... Çok sevdiğim bir akademisyen abimiz...
Neyse kısa bir hoş beşin ardında ‘DAN’ diye bir haber:
’Cuma kardeşim yarın İstanbul’da doçentlik jürisi var. Yedektesin gelmen gerek yoksa jüri toplanamayacak...’
………..
‘Hocam etmeyin tutmayın bir sürü randevulu iş var. Aynı sabah Ankara’ya uçak biletimi almışım hem de erkenden…Ucuza...’
......
Bu arada bir kaç arkadaşı arıyorum... ‘Benim sınavdan haberim yok... Bana dosya gelmedi... Adayları tanımıyorum... Ne yapmalıyım…’
‘Hocam ne yazık ki böyle... YÖK bu konuda şirazeyi kaybetti... Ne yaptığı belli değil... Gece yarısı fakslar geliyor...’ Diyorlar...
Ne yapacaksın... Gitti promosyon bilet...
Gece 03.50 Gaziantep'ten İstanbul’a uçuş... Saat 10.00’ a kadar havaalanında sürün... Ardından daha önceden hiç bir hazırlığınız olmadan; Dosyaları görmeden adayları tanımadan girilen sınav...
Sınavı bitir... 15.00 uçağı ile Ankara'ya uç... 17.00’ da olan ve 2 ay önceden almış olduğunuz randevuya yetiş...
Bu ne yaa...
Hani her şey bitmişti... Hani rahat edecektik... Sınava ben girsem bu kadar gerilmezdim… Yorulmazdım...
15 saatlik bir uykunun ardından ancak kendime gelebiliyorum... Bu arada Recep hocam bizi iyi ağırladı... Teşekkürler...
****
Ankara soğuk... Her zamanki gibi... Cumartesi TÜBİTAK Süreli Yayıncılık Sempozyumu var... Sempozyum dediysek çok bir beklentiniz olmasın daha çok bilgilendirme toplantısı... Tamamen Orhan beyin (Doç. Dr. Orhan YILMAZ ULAKBİM Türk Tıp Dizini Kurulu Başkanı...) gayretleri ile yapılıyor... Editör oldum olalı katılıyorum... Ne bir adım ileri ne de geri...
Ne olacak bu editörlerin hali...
Uzunca yıllar bu işi yapan hocalar var... Çok güzel bilgi birikimleri var... Çok faydalı...
Ancak ancak ancak ancak... O kadar da basit değil… Sanki gizliden gizliye bir iktidar savaşı da var gibi.... Yıllardır aynı terane... Sen çal sen oyna... Konunun tarafları yok... Toplantı Tübitak'da. Ancak ortada TÜBİTAK yok... Yayıncılığın ana dümeni YÖK'ün elinde... O da ortada yok... Hayır, karşı olduğundan falan değil... Böyle bir toplantıdan haberi bile yok... Olsa da... Neyse…
Yani sizin anlayacağınız fare dağa küsmüş de dağın haberi bile olmamış ya o canibden...
****
İlk yıllarda toplantıyı TÜBİTAK başkanı açardı... En azından yüzünü görürdük... Şimdi o da yok... Bu arada kullanılan salon da her geçen yıl küçülüyor. Çünkü katılım azalıyor sanki... Ama hakkını vermek gerek 20. Katta öğle yemeği iyi idi... Ziyade olsun sayın başkan ölmüşlerinin canına değsin… Orhan beyin söylemlerinden TÜBİTAK’tan ümidin kestiğini anlıyorum... Bilmiyorum... Belki yeni bir oluşum...
Adettendir her toplantıda Ankara dışından gelenleri ve yeni akademisyenleri aşağılayan Ankara dışı üniversitelere yasa dışı oluşum, öğretim üyelerine sakıncalı personel, dergilere de paket kağıdı muamelesi yapan bir konuşmacı mutlaka çıkıyor… Bu toplantıda da gelenek değişmedi çok kıymetli ve değerli hocalarımız bilimin kendileri dışında hiç kimse tarafından yapıl-a-madığını ima eden pardon ne iması bizatihi yüzümüze haykıran konuşmalar yaptılar… Allahtan katılanlar bu konuda antrenmanlı... Bu hocaları pek dikkate almadılar... Muhtemelen yaşlarına verdiler...
Neyse bu yılın gelecek yılları da var... Kimseyi küstürmemek gerek…
1. ****
Bu arada genç bir meslektaşım Kayseri'den benim intörnüm imiş toplantıda idi... Eşinin Acil Tip Uzmanı olduğunu bu vesile ile yazılarımı severek okuduğunu ifade etti... Özellikle Kayu (Caillou) yazılarını beğenmiş... Neyse eve dönme vakti... Pazartesi beni bekleyen bir sürü iş var...
****
Bu arada Anadolu jet (A Trade Mark of Turkish Airline) nasıl ucuza uçuyor biri bana anlatabilir mi... Hizmet daha kötü... Uçaklar felaket... Koltuk araları pediatrik boy... Size ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapan Personel... Bu ne ya... Ezik miyiz biz...
Bilet iadesi yok... Açığa alma yok... Değiştirme yok... Kuruldu kurulalı Türk Hava Yolları’ndan daha ucuza uçmak hiç nasip ol-a-madı… Hayır, bir alternatifi olsa onu seçeriz ama... Çoktan seçmeli tek şıklı menü gibi... Neyse… Birilerini kızdırmayalım bizi hava alanlarına almazlar falan neme lazım...