Bir anons: Dr. Cuma Yıldırım müdahale odasına lütfen… Mavi kod…
Bunun anlamını bu işle alakalı hemen herkes anlamıştır… Bir şeyler ters gitmektedir. Birilerinin kalbi durmuş, nefes alamamaktadır…
Elinizde ne iş varsa bırakırsınız. Hemen müdahale odasına dalarsınız. Odada ya hastayı getiren sağlık personeli, ya hasta yakınları ya da sizlerden birileri vardır… Ancak olay kritiktir… Yüzler asıktır... İnsanlar endişelidir… Personel panik halindedir… Aslında hemen her gün belki de onlarca defa bu tablo tekrarlanır… Ancak her defasında aynı panik, endişe, kaygı yaşanır… Çünkü ölmek üzere olan hemcinsidir… Onda kendisini görür… Ölmeden ölümü yaşar…
Hemen olaya müdahil olursunuz… Ne kadar ümitsiz de olsa her hastaya aynı heyecan, aynı enerji ve aynı motivasyonla müdahaleye başlarsınız… Tereciye tere satmaya gerek yok… Birçok müdahale ya da alternatif yöntem denenir… Ancak… Ancak… Ancak…
Yahya Kemal’in SESSİZ GEMİ şiirinde dediği gibi:
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
****
Bir süre sonra odadakilerin gardı düşer... Evet, bellidir ki ‘O’ da ekipte… ‘O’ da orada…’O’ Kim mi…? Herhalde tahmin ettiniz…
Ölüm meleği… Hz. Azrail…
O da onun görevi n’apacak mecbuur…K
Sağa bakarsınız… Sola bakarsınız… Beyhude bir koşuşturmanın olduğunu hissedersiniz… Herkes birilerinden o sesi duymak ister… Ancak herkes bir başkasından bekler… Bir süre sonra birilerinden o beklenen ses gelir…
‘Bırakın arkadaşlar… Yapacak bir şey kalmadı… Allah Rahmet Eylesin’
Ve bir anda tüm ekibe derin bir hüzün çöker… Herkes sessizdir… Herkes hazımsız… Herkes kaygılı… Bir can daha ayrılmıştır limandan… Bir müdahale daha sonlanmıştır…
….
Derken kapıdan yükselen feryad sesleri ile odadaki herkes tekrar irkilir… Evet, tıbbi olarak her şey yapılmış ve can bedenden ayrılmıştır…
Ayrılmıştır ayrılmasına da bunu hastanın ya da mevtanın yakınlarına hangi babayiğit ne yüzle söyleyecektir. Kapıdakiler doktordan her zaman bir ilah edası ile çıkıp:
‘Çok zor bir müdahale idi. Ama başardık. Hastanız kurtuldu’ diyen uzun boylu, yakışıklı ve sempatik bir ses beklerler…
Ama öyle olmaz işte… Bu zor bir görevdir… Ve odadaki herkes birbirinin yüzüne bakar… Kimdir bu kurban… Kim olmalıdır… Kısa süreli de olsa bir sessizlik yaşanır…
Ve evet birisi alır bu görevi ve kapıya çıkar…
….
Önce ortalığı bir koklar…Yakınlarının beklentisi nedir…Neyi nasıl söylemelidir…Bazen söylemeye cesaret edemez ve tekrar içeri girer…Bazen…kelimeler boğazına düğümlense de ….
İşte öylesine söylemek gerek… Korkmaktadır… Hem de çok…
….
Acaba hasta yakınları bu haberi nasıl karşılayacaktır… Şiddete maruz kalacak mıdır? Bu kadar emek… Bu kadar emosyonal baskı, bu kadar kaygı ne ile sonuçlanacaktır… Doktor emeğinin karşılığını ya da teşekkür beklememektedir. Tek kaygısı boğazına düğümlenen, bir türlü kelimelere dönüşemeyen bu zor görevi nasıl yapacağıdır…
Derken bir şekilde yapar işte…
‘Elimizden gelen her şeyi yaptık… Ama…
….
Yapacak bir şey yok… Başınız sağolsun…
****
Ayağınız geri geri gider… Yüzünüz asılır… Tansiyonunuz yükselir… Nabzınız artar… Korkarsınız… Neden mi… Hem ölümden hem de hasta yakınlarından… Çoğu kere insanlar bu kaçınılmaz sonu sizden bilir ve faturayı size keserler…
….
O anda ipler kopar. Kimi insanlar bir köşeye çekilip içine kapanır…Kimileri olduğu yere yığılıp kalır…Kimileri bağırıp çağırır…Kimileri size saldırır…Kimileri ise…. İşte öylesine…
****
Siz mi… Ne yapacaksınız… yere düşen ya da yığılan olursa yardım edersiniz… Ya da en iyisi hemen olay yerinden uzaklaşırsınız… İlk şoku atlatmalarını beklersiniz…
En ilginci de nedir biliyor musunuz…? Tabiyki de biliyorsunuz benimki de laf mı…Her gün yaşıyorsunuz…Siz tam bu anı yaşarken karşı köşede duvara yaslanmış sizin işinizin bitmesini bekleyen ve sizden güleryüz bekleyen başka bir tanıdığınız ya da hasta yakınıdır…:(
….
Sizi önceki hastanın emosyonel durumu bitirmese de bu vatandaşın aynı anda sizden güleryüz beklemesi bitirir işte…
Hani bir soğuk bir çay bardağına sıcak çayı bir anda koyarsınız ya… O anda ne olacağını tahmin edebilirsiniz… Bardak çatlar ve sızdırmaya başlar… Siz de bu iki duygu karmaşası arasında çay bardağı gibi olursunuz…
****
SONUÇ MU: Bir şey yok… Aynen devam… Hayat devam ediyor…
Yeni bir anons… Yeni bir hasta...
Yeni bir aşk yeni bir iş
Yine gülecek bir neden lazım
……………..
Günler güzel geçmedi unutmam lazım
Asıp yüzümü kalmışım azcık kırıtmam lazım
Hep içime atmışım anlatmam gerek
Hepsini bir kazana atıp toptan kaynatmam gerek
Çok yaşa Sertap Erener… SENİ SEVİYORUZ…