Evet, 10 yıl oldu. Bence iyi bir süre...
2005 yılının başında Akademik Acil Tıp Dergisi’nin editörlüğünü Sayın Prof. Dr. Levent Altıntop’dan almıştım. Kendisi derginin ilk editörü idi. Kuruluş aşamasında birçok problem ile uğraşmış ve dergiyi bir yerlere getirmişti. Editörlüğü devrettikten sonra da hep yanımızda oldu. Bizi yalnız bırakmadı. Kendisine teşekkürü borç bilirim.
Geçtiğimiz 10 yıl içinde elbette birçok şey değişti. Derginin adı değişti. Sonra İngilizce oldu. Yılda iki sayı çıkan ve genel olarak derleme basan bir dergi bugün yılda 4 sayı çıkan, İngilizce olarak yayın hayatına devam eden bir dergi oldu.
Başlarda tüm işler manuel oluyordu. Dizgi ve baskıyı uzun süre kendi imkanlarımızla amatör olarak yaptık. Derginin daha profesyonel bir hizmet alması için gerekli bütçesi yoktu. Daha sonradan dernek bu konuda büyük fedakarlıklar yaptı ve ciddi bir kaynak ayırarak öncelikle on line makale kabulüne başladık. Bu bizim için devrim niteliğinde idi. Ardından medikal yayıncılıkta gerçekten iyi bir marka olan AVES ile anlaştık. Gerek firma sahibi İbrahim Kara bey gerekse özellikle Gökhan Çimen olmak üzere diğer çalışanlarla uyumlu bir çalışma temposu sergiledik.
Öncelikle dergi ULAKBİM’e girdi. Bu süreç oldukça zor oldu. Yaklaşık 2 yıl uğraştık. Ardından Uluslar arası endeksler geldi. Daha sonra da radikal bir karar almak zorunda kaldık. Evet dergi olarak nihai hedefimiz Üniversiteler Arası Kurul’un Doçentlik başvurusu olarak şart koştuğu bazı endeksler olmak üzere uluslar arası endekslere girmek (PUBMED ve SCI, SCI-Expanded gibi) idi.
Elbette ilk hedefimiz bu değildi. Bizler bilgi toplumu olma yolunda ürettiğimiz bilgiyi saklamak, yaymak ve geliştirmek ile de mükelleftik. Bunun da yolu yaptığımızı yazmak; yazdığımızı yayınlatmak idi. Kendi göbeğimizi kesmenin yolu kendi dergimizi çıkarmaktan geçiyordu. Yoksa elden gelen düğün bayram…
***
Genç ve dinamik bir akademik camiaya sahibiz. Bilimsel olarak oldukça üretken bir ekibiz. Ancak uzunca yıllar makalelerimizi yayınlatmak için hep başka camiaların kapısını çaldık. Bu hep bizi mutsuz etti. Çoğu defa varoluş mücadelesi veren biz acil tıp uzmanları her zaman da çok iyi muameleler görmedik. Bu bizleri çok üzdü. Hep istedik ki kendi dergilerimiz olsun. Şahsen bu 10 yıl boyunca benim en büyük sevdam bu idi. Bundan sonra da bu olmaya devam edecek.
Bu arada baktık ki acil camiasından çok olgu sunumları geliyor. Ancak ULAKBİM belirli sayıda olgu sunumundan fazlasını basmamıza izin vermiyordu. Biz de bir olgu sunumları dergisi çıkaralım dedik. Bu Türkiye’de bir ilk idi. ULAKBİM de başlarda garipsedi. Başka uzmanlık dalları da. Ancak bir süre sonra baktık ki onlar da kendi olgu sunumları dergilerini çıkarmaya başladılar.
Bu arada bir DOI maceramız oldu. Doç. Dr. Özlem Güneysel ve Doç. Dr. Salim Satar bu öneriyi getirdiler. Ancak Türkiye’de ne bunu bilen vardı. Ne de uygulayan.
Bir gece yarısı Newyork’ta bir aracı şirket ile uzun bir telefon görüşmesi yaptım. Ardından ilk DOI numaramızı aldık. Evet zor oldu ama iyi oldu. Bu konuda Özlem beye ayrıca teşekkür etmek gerek.
Bir süre sonra KBB, Plastik Cerrahi, Dahiliye gibi bir çok uzmanlık dergisinin editörü beni arayıp nasıl DOI numarası aldığımızı, kendilerinin de almak istediklerini söylediler. Biz de onlara yardımcı olduk. Bir süre sonra medikal yayıncı firmalar kendileri bu işi üstlendiler.
***
Açıkçası dergicilik işine girerken daha kolay bir iş bekliyordum. Ancak beklediğimden daha karmaşık bir iş karşıma çıktı. Yaklaşık 10 yıldır ULUKBİM’in yapmış olduğu dergicilik sempozyumlarına da katılıyorum. Bu arada yeni dostluklar edindim. Yeni şeyler öğrendim.
***
Evet, bu süre içinde 817 makaleyi değerlendirip sonuçlandırdık. 514 makaleyi baskıya verdik. Toplam 39 sayı bastık. Ortalama her sayı 65 sayfadan 2500 sayfa bastık. Bu makalelerin tamamı her aşamasında tek tek okunarak defalarca düzeltildi.
Editörlük anlayışım hiçbir zaman bir çalışmanın red edilmesi üzerine kurulmadı. Ben bu işi bir okul olarak gördüm. Yeni akademisyen arkadaşlara elimden geldiğince yol gösterdim. Ve her zaman olumlu ve yapıcı olmaya çalıştım.
Bu süre içinde Başta Prof. Dr. Başar Cander ve Doç. Dr. Mustafa Yıldız olmak üzere tüm dernek yönetimi yanımda oldular. Kararlarımı hiçbir zaman eleştirmediler ve destek oldular. Kendilerine teşekkür ediyorum.
Tüm editör arkadaşlarıma, bölüm editörlerine, dil editörlerine, Yayın kuruluna ayrıca teşekkürü borç bilirim.
Dergilerin görünmez kahramanları her zaman hakemlerdir. Tüm hakem arkadaşlarıma ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Hakkınızı helal ediniz.
Elbette dergiye yazı gönderen ve her eleştirimi büyük bir sabırla dinleyip düzeltmeye çalışan tüm yazarlarımıza, bilim insanlarımıza ayrıca teşekkür etmek istiyorum.
AVES den Sayın İbrahim Kara Bey ve Gökhan Çimen beye ayrıca teşekkür etmek istiyorum.
Elbette acil camiasının vazgeçilmez kahramanı dernek sekreteri Sayın Menderes Hazır Bey. Her zaman kibar, her zaman çalışkan, her zaman iş bitiren, her zaman pratik… Size de teşekkür ederim.
***
Geldiğimiz noktada bir devir teslim olması gerekiyor. Yeni bir aşk, yeni bir şevk, yeni bir soluk ile aynı amaca koşmaya devam edeceğiz. Bu amaçla ben baş editörlük görevimi benim de önerim ve derneğin de uygun görmesi ile dergi editörlerimizden sayın Prof. Dr. Mustafa Serinken kardeşime devrediyorum. Kendisine ve ekibine başarılar diliyorum. Her zaman yanınızda olmaya devam edeceğim.