Hemen söyleyeyim. Bence bu sınav insan haklarına aykırı. Tez zamanda değişmesi gerekiyor. Ülkedeki akademisyenlik serüveninin en önemli köşebaşı taşı olan bu sınav oldukça subjektif. Hiçbir objektif kritere dayanmıyor. Gerçi YOK Pardon YÖK ve Üniversiteler Arası Kurul’un bazı kriterleri var ama bunlar sadece başvuru kriterileri olarak görülen evraklar.
Bilimsellikten yoksun, insani olmayan bir yanı var. Ülkenin eğitim ve yaşam şartları gereği ancak otuz beş kırklı yaşlarda doçentlik başvurusu yapabiliyorsunuz. Bu yaşa gelmiş, yaşını başını almış bir insanı beş kişilik bir jüri karşısına oturtup serbest atış, her aklına geleni sormak; bunlara da makul, mantıklı, bilimsel, güncel, sistematik hem de istediğiniz tarzda cevap vermesini beklemek ne kadar gerçekci ve de insancıldır bilinmez…
Hele bir de dosya hazırlama aşaması var ki tam bir felaket…
- Dosya hangi renk olacak… Malum, dosya renginin sosyal, siyasi ya da politik herhangi bir mesaj içermemesi gerekiyor…J
- Dosya düzeninin göze hitap etmesi gerekiyor… Malum…
- Jüri her istediğini rahatça bulabilmeli…
- En önemlisi de KALIN (!) olması gerekiyor. Yoksa hafife alınabilirsiniz. Bunun için kalın kağıt mı seçersiniz… Araya boş kağıt mı atarsınız… Artık bilemem… Yapanlara sorun öğrenin…J
- Dosyayı hazırladınız. İyi bir kargo şirketi bulmalısınız… Dosya zamanında ve eksiksiz jüriye ulaşmalı…
Sonra mı? Bir yolunu bulup çaktırmadan hocaya ulaşmalısınız…’Hocam selamlar… Acaba dosyam elinize eksiksiz ulaştı mı? Bir arzunuz var mı?...L
Gelelim kulis aşamasına…
- Yakın zamanlarda hoca herhangi bir kongreye gidecekse siz de oralarda olursunuz… Hocanın olduğu oturumlarda kalkar soru sorarsınız… Ya da… E artık bu sizin yaratıcılığınıza kalmış…
- Hocaya ulaşabilecek kanalları tespit edersiniz… Jüriye ulaşmak yasaktır aslında… Ancak hoca da bekler adayın aramasını… Aday da şöyle bir kendini göstermek ister…
- E artık her şey tamamdır… Jürilere birkaç telefon gitmiştir…’İyi çocuktur… Bir elinden tutuverin…’
Bunun üzerine (KİMSE ALINMASIN) hoca ne yapacağına karar verir… Ardından da buna uygun bir rapor yazar…
Sonuç sayısal…5 hocadan en az 3’ü ne karar verirse o olur… Sonuç negatif ise YÖK’ten güç bela ulaşabileceğiniz bir sekreter size keyfe keder bir cevap verir…Sonuç olumsuz ise geçmiş olsun…Bir başka bahara…Bu sizin kötü akademisyen olduğunuzu göstermez…Sadece zamanı gelmemiştir…
Sonuç olumlu ise… Bu iyi… Ancak bu da sizin çok iyi akademisyen olduğunuzu göstermez…
Hemen sözlü hazırlıklarına başlarsınız… Sınav nerede olacak… Hocaların ilgi alanları neler… Nerelerden sorar… Hemen çalışmaya başlarsınız…
Günler geçer ve sınav günü gelir çatar… Bir oda… Beş hoca… Bir aday… Muhtemelen de arada bir odaya girip çıkan bir çaycı…L
İşte böyle…
Sınav sonucunda başarılı olduysanız hemen hastaneyi ararsınız… İlk iş kapıdaki ‘Doç.’ Kısaltmasının önündeki Yrd. kısaltmasını silmektir… Belki de yeni bir yer ile çaktırmadan anlaşma yapmışsınızdır bile kim bilir…
BİRAZ DA CİDDİYET: Bugünlerde doçentlik başvurusu dosyaları geliyor. Arkadaşlar çok başarılı. Güzel çalışmalar var…
Ancak… Ülkede acil dernekleri tarafından çıkarılan 3 dergi var. Dosya içeriklerinde bu dergilerde yayınlanan araştırma sayısı oldukça az… Yok denecek kadar… Bu ciddi bir problem… Kendi adıma söylüyorum bunun düzelmesi gerekiyor…