Hayallerinize dikkat edin. Bir süre sonra düşünceleriniz olur.
Düşüncelerinize dikkat edin bir süre sonra hareketleriniz olur.
Hareketlerinize dikkat edin. Bir süre sonra alışkanlıklarınız olur.
Alışkanlıklarınıza dikkat edin bir süre sonra karakteriniz olur.
Karakterinize dikkat edin. Bir süre sonra kaderiniz olur. (Alıntıdır)
***
İletişim iletim kökünden gelmektedir. İletimde tek yönlü bir transfer söz konusudur. İletişimde ise transfer aynı anda iki tarafadır.
İletişimde yaptığımız birçok hatanın başında karşımızdakini anlama yerine kendimizi anlatmaya çalışmak yatar. Aslında iletişim iki kişi arasında olur. Tek başınıza konuşamazsınız. Konuşursunuz da size deli derler...
***
Cep telefonları Türkiye'ye yeni geldiğinde hem telefon hem de konuşmak çok pahalı idi. Bir kaç grup telefon kullanıcısı vardı.
1- Telefonu alıp harbi şekilde kullananlar. Bu grup oldukça zengin olan seçilmişlere mahsus bir uygulama idi.
2- Telefonu alıp yanında gezdiren, ihtiyaç anında ihtiyacı kadar konuşup hemen kapatanlar. Bunların geliştirdiği ücretsiz iletişim yöntemleri de vardı elbette. Bu yöntemler sadece Türklere mahsus uygulamalar olarak tarihe geçti.
Çaldırıp kapatmak…
Bir defa çaldırırsam yoldayım. İki defa çaldırırsam aşağıdayım. Yatarken çaldırıp kapatırsam iyi geceler. Sabahları şehir dışında olan evlatlarını telefonu çaldırarak uyandırma da bunlardan biri idi. Ya da kaybolan telefonunu başkasının telefonundan bulma gibi.
Bunlar tamamen ücretsiz, icat edenin bile aklına gelmeyen yöntemlerdi.
3-Bir telefon kılıfı alıp pantolon kemerine takıp içine oyuncak bir telefon koyup etrafa hava atanlar. Bunlar da kendine mahsus bambaşka bir grup idi ki hala neden böyle bir uygulama yaptıkları bilinmemektedir. Evet, gerçekten de böyle bir grup vardı.
...
Cep telefonu ile konuşmak için neler gerekir?
1-Sizin birisini aramaya niyetiniz olmalı
2-Bir telefonunuz olmalı
3-Bu telefon çalışmalı
4-Telefonunuzun bağlı olduğu GSM operatörü size hizmet vermeli.
5-Karşının GSM operatörü hizmet vermeli
6-Karşının telefonu olmalı
7-Bu telefon çalışır vaziyette olmalı
8-Telefonu çaldığında açmaya niyeti olmalı
9- Açtığında sizi dinlemeye niyeti olmalı
10-Dinlediğinde anlayabilecek kapasitesi olmalı
Bu on aşama çalışmadan iki kişi telefon ile konuşamaz.
…
Aslına bakarsanız iki kişi konuşurken de bu aşamaların çalışması gerekir.
1-Bir şey söyleme ihtiyacı hissetmelisiniz
2-Söyleyecek mecaliniz olmalı
3-Ne söyleyeceğinizi bilmelisiniz
4-Nasıl söyleyeceğinize karar vermelisiniz
5-Karşınızda söz söylemeye değer biri olmalı
6-Söylediğinizi dinlemeye niyeti olmalı
7-Söylediğinizi anlayabilecek kapasitesi olmalı
8-Dinlediğini anlamalı
9- Anladığını kabul etmeli
10-Kabul ettiğini yapabilmeli
Bu şartların tamamı bir araya gelmeden sağlıklı bir iletişimden bahsetmek zordur.
***
Aslında söz söylemenin şekli de önemlidir. Niyetiniz nedir. Karşıdaki hangi halden/hangi dilden/hangi telden (!) anlatmaktadır. Bir örnek verelim.
Hastanede pencerelerin kapalı tutulmasını istiyorsunuz bakalım nasıl ifade edebiliriz.
Lütfen pencereleri açmayınız. (Emretmek)
Pencereler kapalıdır. Kapalı kalacak. (Slogan atmak)
Pencereleri açıksa kapatın. Kapalı ise açmayın. Hastane idaremiz pencereleri kapalı tutan hasta ve yakınlarını daha çok sever. (Vaaz vermek)
Pencereler kapalıdır. İşletme kuralları gereği Hastane idaremiz kapalı kalmasını tercih etmektedir. Bu sizlerin sağlığı ve güvenliği açısından daha iyidir. (Tebliğ etmek)
Hastanemiz kapalı devre klima sistemi ile iklimlendirilmektedir. Odayı kullanırken havalandırma ihtiyacı hissederseniz klimayı açabilirsiniz. Ya da en iyisi siz görevliden yardım isteyiniz. Probleminizi bize iletin. Anında çözelim. (İkna etmek-Yardım etmek)
Pencereleri kapalı tutun. Kapalı ise açmayın. Bunlar milli servettir. Bizden toplanan vergilerle yapılmaktadır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır. Boşa elektrik gitmesin. Millet olarak birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımızın olduğu bugünlerde (!) boşa elektrik harcamayalım. (Nasihat etmek)
İşletme kuralları gereği pencerelerin açılması, açık bırakılması, kapatılmaması ya da açık iken kapalı zannedilmesi işletme kuralları gereği yasaktır. Talimata uymayanlar ilgili yasa gereği cezalandırılır. (Talimat vermek)
***
Her gün hastaneye girerken bizim güvenlikçiler günün ihtiyacına göre acilin kapısına A4 kağıt çıktısına bazı yazılar asıyorlar. Örnek mi:
'Acilden hastaneye geçiş yoktur'
Bu çok masum ve sıradan bir yazıdır. Ancak kendi içinde insanlara farklı mesajlar verir. Bakalım...
'Aslında buradan hastaneye geçiş vardır. Burası diğer kapılardan daha yakın ve daha kolaydır. Sadece biz geçmenizi istemiyoruz. Biraz zorlarsanız bu kolay zahmetsiz yol size açılacaktır'
Ya da:
'Acilden istirahat raporu verilmemektedir'
Buradan çıkarılacak mesaj şu olabilir
'Siz yazılana bakmayın. Elbette buradan rapor alabilirsiniz. Hukuki ya da idari bir engel yoktur. Sadece istemesini bilin'
Ya da:
'Görevli ile konuşmak yasaktır'
'Aslında görevli ile konuşabilirsiniz. Zaten onunda canı sıkılıyor. Sadece doğru giriş cümlesini bulmalısınız'
Ya da:
'Siteye seyyar satıcı ya da dilenciler giremez'
'Aslında seyyar satıcı ya da dilenci kardeşim bu sitede sana çok iş var. Geçmişte senin meslektaşların buradan çok iyi paralar kazandılar. Bu nedenle yasakladık. Bir yolunu bulur girersen yevmiyeyi doğrultursun'
Demekte değil midir aslında...
***
Son söz;
İnsanoğlu bir gün virgülü kaybetti. Söyledikleri birbirine karıştı.
Noktayı kaybetti. Düşünceleri uzayıp gitti, ayıramadı onları.
Ünlem işaretini kaybetti bir gün de; sevincini, öfkesini, bütün duygularını yitirdi.
Soru işaretini kaybetti bir başka gün; soru sormayı unuttu, her şeyi olduğu gibi kabul eder oldu.
İki noktayı kaybetti bir başka gün: Hiçbir açıklama yapamadı.
Hayatının sonuna geldiğinde elinde sadece tırnak işareti kalmıştı.
İçinde de başkalarının düşünceleri vardı yalnızca (Alıntıdır.)