İletişimin Dili



Prof. Dr. Cuma YILDIRIM
[email protected]

 Hayallerinize dikkat edin. Bir süre sonra düşünceleriniz olur.

Düşüncelerinize dikkat edin bir süre sonra hareketleriniz olur.
Hareketlerinize dikkat edin. Bir süre sonra alışkanlıklarınız olur.
Alışkanlıklarınıza dikkat edin bir süre sonra karakteriniz olur.
Karakterinize dikkat edin. Bir süre sonra kaderiniz olur. (Alıntıdır)

***

 
İletişim iletim kökünden gelmektedir. İletimde tek yönlü bir transfer söz konusudur. İletişimde ise transfer aynı anda iki tarafadır.
 
İletişimde yaptığımız birçok hatanın başında karşımızdakini anlama yerine kendimizi anlatmaya çalışmak yatar. Aslında iletişim iki kişi arasında olur. Tek başınıza konuşamazsınız. Konuşursunuz da size deli derler...

***


Cep telefonları Türkiye'ye yeni geldiğinde hem telefon hem de konuşmak çok pahalı idi. Bir kaç grup telefon kullanıcısı vardı.
 
1- Telefonu alıp harbi şekilde kullananlar. Bu grup oldukça zengin olan seçilmişlere mahsus bir uygulama idi.
 
2- Telefonu alıp yanında gezdiren, ihtiyaç anında ihtiyacı kadar konuşup hemen kapatanlar. Bunların geliştirdiği ücretsiz iletişim yöntemleri de vardı elbette. Bu yöntemler sadece Türklere mahsus uygulamalar olarak tarihe geçti.
 
Çaldırıp kapatmak… 

Bir defa çaldırırsam yoldayım. İki defa çaldırırsam aşağıdayım. Yatarken çaldırıp kapatırsam iyi geceler. Sabahları şehir dışında olan evlatlarını telefonu çaldırarak uyandırma da bunlardan biri idi. Ya da kaybolan telefonunu başkasının telefonundan bulma gibi.
 
Bunlar tamamen ücretsiz, icat edenin bile aklına gelmeyen yöntemlerdi.
 
3-Bir telefon kılıfı alıp pantolon kemerine takıp içine oyuncak bir telefon koyup etrafa hava atanlar. Bunlar da kendine mahsus bambaşka bir grup idi ki hala neden böyle bir uygulama yaptıkları bilinmemektedir. Evet, gerçekten de böyle bir grup vardı.
 
...
 
Cep telefonu ile konuşmak için neler gerekir?
 
1-Sizin birisini aramaya niyetiniz olmalı
2-Bir telefonunuz olmalı
3-Bu telefon çalışmalı
4-Telefonunuzun bağlı olduğu GSM operatörü size hizmet vermeli.
5-Karşının GSM operatörü hizmet vermeli
6-Karşının telefonu olmalı
7-Bu telefon çalışır vaziyette olmalı
8-Telefonu çaldığında açmaya niyeti olmalı
9- Açtığında sizi dinlemeye niyeti olmalı
10-Dinlediğinde anlayabilecek kapasitesi olmalı
 
Bu on aşama çalışmadan iki kişi telefon ile konuşamaz. 


Aslına bakarsanız iki kişi konuşurken de bu aşamaların çalışması gerekir.
 
1-Bir şey söyleme ihtiyacı hissetmelisiniz
2-Söyleyecek mecaliniz olmalı
3-Ne söyleyeceğinizi bilmelisiniz
4-Nasıl söyleyeceğinize karar vermelisiniz
5-Karşınızda söz söylemeye değer biri olmalı
6-Söylediğinizi dinlemeye niyeti olmalı
7-Söylediğinizi anlayabilecek kapasitesi olmalı
8-Dinlediğini anlamalı
9- Anladığını kabul etmeli
10-Kabul ettiğini yapabilmeli
 
Bu şartların tamamı bir araya gelmeden sağlıklı bir iletişimden bahsetmek zordur.

***
Aslında söz söylemenin şekli de önemlidir. Niyetiniz nedir. Karşıdaki hangi halden/hangi dilden/hangi telden (!) anlatmaktadır. Bir örnek verelim.
 
Hastanede pencerelerin kapalı tutulmasını istiyorsunuz bakalım nasıl ifade edebiliriz.
  
Lütfen pencereleri açmayınız. (Emretmek)
 
Pencereler kapalıdır. Kapalı kalacak.  (Slogan atmak)
 
Pencereleri açıksa kapatın. Kapalı ise açmayın. Hastane idaremiz pencereleri kapalı tutan hasta ve yakınlarını daha çok sever. (Vaaz vermek)
 
Pencereler kapalıdır. İşletme kuralları gereği Hastane idaremiz kapalı kalmasını tercih etmektedir. Bu sizlerin sağlığı ve güvenliği açısından daha iyidir. (Tebliğ etmek)
 
Hastanemiz kapalı devre klima sistemi ile iklimlendirilmektedir. Odayı kullanırken havalandırma ihtiyacı hissederseniz klimayı açabilirsiniz. Ya da en iyisi siz görevliden yardım isteyiniz. Probleminizi bize iletin. Anında çözelim. (İkna etmek-Yardım etmek)
 
Pencereleri kapalı tutun. Kapalı ise açmayın. Bunlar milli servettir. Bizden toplanan vergilerle yapılmaktadır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır. Boşa elektrik gitmesin. Millet olarak birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımızın olduğu bugünlerde (!) boşa elektrik harcamayalım. (Nasihat etmek)
 
İşletme kuralları gereği pencerelerin açılması, açık bırakılması, kapatılmaması ya da açık iken kapalı zannedilmesi işletme kuralları gereği yasaktır. Talimata uymayanlar ilgili yasa gereği cezalandırılır. (Talimat vermek)

***

Her gün hastaneye girerken bizim güvenlikçiler günün ihtiyacına göre acilin kapısına A4 kağıt çıktısına bazı yazılar asıyorlar. Örnek mi:
 
'Acilden hastaneye geçiş yoktur'
 
Bu çok masum ve sıradan bir yazıdır. Ancak kendi içinde insanlara farklı mesajlar verir. Bakalım...
 
'Aslında buradan hastaneye geçiş vardır. Burası diğer kapılardan daha yakın ve daha kolaydır. Sadece biz geçmenizi istemiyoruz. Biraz zorlarsanız bu kolay zahmetsiz yol size açılacaktır'
 
Ya da:
 
'Acilden istirahat raporu verilmemektedir'
 
Buradan çıkarılacak mesaj şu olabilir
 
'Siz yazılana bakmayın. Elbette buradan rapor alabilirsiniz. Hukuki ya da idari bir engel yoktur. Sadece istemesini bilin'
 
Ya da:
 
'Görevli ile konuşmak yasaktır'
 
'Aslında görevli ile konuşabilirsiniz. Zaten onunda canı sıkılıyor. Sadece doğru giriş cümlesini bulmalısınız'
 
Ya da:
 
'Siteye seyyar satıcı ya da dilenciler giremez'
 
'Aslında seyyar satıcı ya da dilenci kardeşim bu sitede sana çok iş var. Geçmişte senin meslektaşların buradan çok iyi paralar kazandılar. Bu nedenle yasakladık. Bir yolunu bulur girersen yevmiyeyi doğrultursun'
 
Demekte değil midir aslında...

***

Son söz;

İnsanoğlu bir gün virgülü kaybetti. Söyledikleri birbirine karıştı.
Noktayı kaybetti. Düşünceleri uzayıp gitti, ayıramadı onları.
Ünlem işaretini kaybetti bir gün de; sevincini, öfkesini, bütün duygularını yitirdi.
Soru işaretini kaybetti bir başka gün; soru sormayı unuttu, her şeyi olduğu gibi kabul eder oldu.
İki noktayı kaybetti bir başka gün: Hiçbir açıklama yapamadı.
Hayatının sonuna geldiğinde elinde sadece tırnak işareti kalmıştı.
İçinde de başkalarının düşünceleri vardı yalnızca (Alıntıdır.)

Bu makale 7283 kez görüntülenmiştir.

Yorumlar


Yazarın Diğer Köşe Yazıları

Köşe YazısıTarih
ŞU LAHMACUN OLAYI 10.07.2015
DEVİR-TESLİM 22.06.2015
Başkan tarafından kaldırılmıştır. 12.06.2015
THE TIME IS BRAIN (ZAMAN BEYİNDİR) 01.06.2015
TUK-MOS ve düşündürdükleri... 08.05.2015
SEÇME VE SEÇiLME HAKKI 07.04.2015
LEVEL 21.01.2015
KOD ADI: YARGIÇ 15.01.2015
BU ÜLKEDE PARAMEDİK OLMAK 31.12.2014
‘KONGREYE GİTTİM’… ‘DÖNÜCEEM’… 01.12.2014
KABUL EDİLEBİLİR RİSK YA DA EDİNİLMİŞ ÇARESİZLİK 24.11.2014
ALTERNATİF-SİZ TIP 27.10.2014
HERKESİN YOLU ACİLDEN GEÇER… 24.10.2014
N'OLUYORUZ 13.10.2014
KUTSAL BAKİRE MERYEM ANA 01.09.2014
AATD Eylül 2014 Sayısı Önsöz 31.08.2014
Mesleki Deformasyon 23.08.2014
Sahte Dergicilik 25.07.2014
Haziran Sayısı Önsöz 15.07.2014
Nasıl Bilim İnsanı Olunur 11.07.2014
Fabrika Ayarlarımızla Oynamayın 21.05.2014
ATUDER BÜYÜYOR 19.05.2014
YETER-LİK KURULU 23.04.2014
Selfie 19.04.2014
'Gündüz' bitti 'Gece' kaldı. 17.04.2014
18 Mart…Çanakkale… AZİZ ŞEHİTLERİMİZİN ANISINA… 19.03.2014
ÇOK GÜRÜLTÜ VAR… BİRAZ HUZUR... NOOLUR… 16.03.2014
NEE’TTİK…ETİK 07.03.2014
AH JENNİFER AH... YAKTIN BİZİ… 27.02.2014
JOURNAL OF ACADEMIC EMERGENCY MEDICINE 14.02.2014
SKYPE 31.01.2014
Doktor Hasta Olur mu? 20.01.2014
Bütünleşik Acil Yönetimi Çalıştayı 20.12.2013
BEYİN-SİZ ADAM 16.12.2013
Eczanedeyim... 25.11.2013
Dergicilik Sempozyumu... Ankara 25.11.2013
Rastgele...Süper Meryem... 25.11.2013
PENDİK’TE KRİTİKLEŞTİK 08.11.2013
ŞEHİR HASTANELERİ ŞİFAHANE OLSUN-MU? 05.11.2013
KRİTİK mi…? Hadi BAKALIM 22.10.2013
UUUP UZUUUUUN TATİLLER 16.10.2013
AAHH ŞU SEÇİMLER 10.10.2013
KUŞ-ADASI 29.09.2013
Doçent Olabilmek 02.09.2013
Ölmesini Bilmek 26.08.2013
İlla Edep...İlla Edep... 23.08.2013
Halep Arşına Geldi 22.07.2013
Üniversiteler Nereye… 15.07.2013
Şehr-i Ramazan 07.07.2013
Tatil 30.06.2013
İsyanım Var 18.06.2013
Durun Kalabalıklar...Nereye 06.06.2013
Titanik 28.05.2013
...ANNEM 09.05.2013
Çay Bardağı 02.05.2013
Tek Kullanımlık Hay-Atlar 26.04.2013
Kamu Spotu 19.04.2013
Allah Aşkına Dergilerimi Atmayın. 05.04.2013
Bilgi-Sizlik Toplumu 11.03.2013
UÇU-YORUM 26.02.2013
Aşk Ve Sevgi Üzerine… 14.02.2013
Dönüştük - Dönüşüyoruz 06.02.2013
Afiyet Olsun 25.01.2013
Teşekkürler Haşmet Baba 21.01.2013
Helvadan Putlar 16.01.2013
Leyleği Havada Görmek 17.12.2012
ZAYTUNG 06.12.2012
ATUDER Mecliste 30.11.2012
Oğlum Bak Gitt 31.10.2012
Kurbanın Olayım 23.10.2012
Kongredeyiz...EuSEM 2012 09.10.2012
BÜYÜK buluşma 24.09.2012
Aslında Hayat Çok Basit 16.08.2012
Hiç Mi Yok 03.08.2012
Hayata Dair - 2 16.07.2012
Acil Tıp Ve Travmatoloji Anabilim Dalı 12.07.2012
Sağlıkta Şiddet Çalıştayı 27.06.2012
Nihayet Bitti. Rektör Adayımızı Saydık 19.06.2012
Ama İstiyorum 2 29.05.2012
Kanıta Dayan-Amayan Tıp 15.05.2012
Ne Yapalım? 07.05.2012
Rektörlük Seçimleri 25.04.2012
Dr. Ersin ARSLAN 18.04.2012
Hamımız Bakü'ye Düştük 17.04.2012
Davranışçı Bilişsel Terapi 04.04.2012
Acil Servis 23.03.2012
Hay Allah 15.03.2012
Renklerin Dili 02.03.2012
C-A-B 02.02.2012
İSTİRAHAT RAPORU VERMİYORUZ…MUYUZ…? 25.01.2012
Sevgi Dili.. 09.01.2012
YENİ YIL 28.12.2011
DOKTOR 14.12.2011
Hastane Yürütme Kurulu 30.11.2011
Bu Aciller Ne Zaman Adam Olur? 15.11.2011
Bugün Bayram 02.11.2011
HAYAT 13.10.2011
Hunimi Getirin... 06.09.2011
Öyle Bir Geçer Zaman ki… 23.08.2011
Hayata Dair… 19.07.2011
Beni Affet Baba …. 22.06.2011
Hadi kongreye gidelim… 08.06.2011
Bir kongre de böyle geçti 13.05.2011
Ama İstiyorum… 02.05.2011
‘Yaz’ dediler ‘Yazayım mı’ dedim… 27.04.2011
YAZARLAR


AYIN MAKALESİ