Konu üniversiteler. Daha doğrusu üniversite giriş sınavları ve tabiyki tercihler… Bir akademisyen ve baba olarak elbette beni de yakından ilgilendiriyor.
Bugün nereden estiyse hastaneye gelirken bir gazete aldım. Neredeyse okunacak yer yok gibi. Her sayfası özel üniversite reklamları ile dolu. Kimi açıktan reklam vermiş. Kimi ise haber olmuş. Ya da yaptırmış. Televizyonu açıyorum. Bugünlerde her kanalda bir rektör. Slogan tek ‘Benim üniversitem daha iyi bizi tercih edin.’
Dışarıdan tarafsız bir gözle bakıyorum. Sanki bu iş ayağa düşmek üzere gibi geliyor bana. Henüz levhasının boyası kurumamış üniversiteler sanarsınız ki asırlık çınar. Bu işte bir hata var.
Üniversiteler sınavla öğrenci mi alıyor. Yoksa Öğrenciler üniversiteleri mi tercih ediyor belli değil.
…
Kötü mü? Aslında değil. Rekabet iyidir. Özel teşebbüs iyidir. İyi iyi olmasına da bu işin de bir dozu ya da şekli olmalı. Demirbaşında bir adet stetoskobu bile olmayan kurumlar (Kimse alınmasın) hemşire, paramedik, fizyoterapist, ya da anestezi teknikeri yetiştirmemeli. Hele de doktor…
***
Bir de meslek yüksek okulları var ki… Onlar daha da vahim… Her köşede bir reklam… İş garantisi…
Özel hastaneler ile üniversiteye hazırlık dersaneleri protokol imzalamışlar. Eğitim kurumu olmuşlar. Yardımcı sağlık personeli yetiştiriyorlar. İLGİNÇ… BAYA İLGİNÇ… Bir şey demiyorum. Yanlış anlamayın. Hayatının tamamı ya öğrenci ya da öğretim üyesi olarak eğitim kurumlarında geçen birisi olarak GERÇEKTEN İLGİNÇ…
Bu işin komplikasyonları beni korkutuyor. Umarım endişelerimde haksızımdır. Acil hekimi olmamdan kaynaklanan obsesif ve pesimistik karakterimden kaynaklanmaktadır.
***
Bu yıl üniversiteye girecek öğrenciler çok şanslı. Hem artan özel ve devlet üniversitesi sayısı hem de tüm üniversitelerde kontenjanların artmasından dolayı daha çok öğrenci istedikleri proğramlara yerleşebilecek.
Etraftan eş dost soruyor. ‘Evlatlarımızı hangi üniversiteye gönderelim?’
İnsanın çok şey diyesi geliyor ama… Boğaz kırk düğüm… Tercih yapacaklar bence iyi araştırsınlar. Boyalı basın, sosyal medya ya da televizyon reklamlarına aldanmasınlar… Trübinlere oynamak her zaman iyi değildir. Büyüme ve yapılanma istikrarlı olmalı… Önce asıl sonra teferruat olmalı. Yoksa hormonlu meyve gibi olur. Albenisi iyidir. Gösterişlidir. Ancak tadı yoktur ve çabuk bozulur…