Seçtik diyemiyorum. Çünkü bunun tam bir seçim olduğunu kimse söyleyemez. Sebebini bir önceki rektörlük seçimleri ile ilgili yazıda yazmıştım… Adaylar, adayları destekleyenler, destekleyenleri destekleyenler, destekleyenleri destekleyenleri destekleyenler… İlânihaye gidiyor. Hasılı saydık ve de sayıldık…
Ne hikmettir bilinmez ama çöpçüsünden, kantincisine, berberinden güvenlikçisine herkes bununla ilgili ve bilgili. En az ilgili ve bilgili olanlar bizleriz…
Yaklaşık altı aydır kilitlenmiş sayımları bekliyoruz… Yeter… Artık işimize bakalım…
*****
Oy verme süreci bitti ama. İşlem tamam değil. Daha önemli aşamalar başlıyor. İlk 6 (altı) isim YÖK’e (Yüksek Öğrenim Kurumu) gidiyor. YÖK bir komisyon oluşturuyor. Her Rektör adayını mülakata çağırıyor. Projelerini dinliyor. Bilmeyenler için söylüyorum. 14 Haziran tarihinde 22 üniversitede Rektörlük sayımı (pardon seçimi) yapıldı. Ne eder...? 22 çarp 6 eşittir 132. Bu komisyon bu 132 adayı dinleyecek. Ardından gerekli istihbarat çalışmaları yapılacak. Kulis çalışmalarının derkenar bilgi notları (Muhtemelen öyledir. Görmedim.) eklenecek ve ilk 3 (üç) aday Cumhurbaşkanlığı Makamı’na arz edilecek. Bu arada aday sayısı 22 çarp 3 eşittir 66’ya düşecek.
Ve Sonuç: 66 adaydan 22’si muhtemelen Ağustosun ilk haftası göreve başlayacak. Sandıklar ve oy verme kabinleri depoya kaldırılacak. Kulisler rahatlayacak. İşlerimizin başına döneceğiz. Allah uzun ve hayırlı ömürler versin. Bir sonraki seçime kim öle kim kala…
****
SAYIM SÜRECİNDEN AKILDA KALANLAR
Efendim hayır-lı olsun…(Bir Seçmen…). (Bu hayır demek… Size oy vermeyecek…)
Bırakın da seçmenin midesine sıcak bir yemek girsin…J) (Bir Seçmen…)
Seçmenin kime oy vereceğini 3 şey belirler (Bir Rektör adayı):
Menfaat…
Vefa…
İdeoloji...
Biz her rektör adayına bir defa veriyoruz…(Bir Seçmen…)
Hocam hayırlı olsun… Başhekim oluyormuşsunuz…(Bir Sekreter…)
Sattınız bizi…(Fanatik bir taraftar…)
Benim atamam hazır… Yukarıyı bağladım… Seçimi bekliyorum… Zaten Cumhurbaşkanı da benim arkadaşım…(Bir Rektör adayı…)
Rektörünüzü seçmişsiniz…(Şehirde herhangi bir berber…)
Bu adayın doğum yeri başka bir il… Olmaz ki… Cumhurbaşkanı atamaz…(Yerel bir gazete…)
Ben seni Unutmak için sevmedim…J (Bir Rektör adayı…)
Hani benim olacaktın…J (Bir Rektör adayı…)
GAP’ı Gaptırmam…(Süleyman Demirel…)…Seçim olur da adı geçmezse ayıp olur…
Projemi çalmış… O benim projemdi…(Bir Rektör adayı…)
Cumhurbaşkanı kimi atarsa ben oyumu ona vermişimdir…(Bir Seçmen…)
Galiba… Hoca bana oy vermedi… Bir oy eksik var…(Göreve atanmış bir Rektör adayı…)
Daha çok var... Ancak bu kadarı yeter…
*****
Efendim bir hikaye ile bitirelim.
Zaman geçmiş zaman. Adamın birisi padişahın ihsanına mazhar olabilmek için bir merkebi yanına alıp huzura çıkmış. Randevu alması biraz zor olmuş. Ama hikaye bu ya... Almış işte.
Padişah adamı randevu günü huzura almış…
Padişah: Söyle bakalım derdin nedir?
Adam: Devletlu padişahım… Ben iki yıllık bir çalışma sonucu bu merkebe akıcı bir dille konuşmayı öğretirim.
Padişah: Tamam yap bakalım. Benden ne istiyorsun?
Adam: Bana ve eşeğime sarayınızdan bir yer ve uygun bir maaş verin. İki yıl sonra işlem tamam…
Padişah inanmamış ama göz ardı da edememiş.
Padişah: ‘Verin istediklerini’ demiş. Adama da ‘Bak yapamazsan kellen gider haberin olsun’ demiş…
Adam mutlu mesut huzurdan ayrılmış. Kapıda vezirlerden biri adamı yakalamış.
Vezir: ‘Kardeşim sen deli misin eşek konuşur mu? Bak bunun sonu kötü olacak. Başın gidecek’ demiş…
Adam: ‘Ben hayatım boyunca yokluk içinde yaşamışım. İki yıl da saray hayatı yaşayayım. Ne olur. İki yıla kadar ya padişah ölür ya ben ölürüm ya da eşek ölür…’ Demiş…
Her neyse sağlıcakla kalın…
http://www.atuder.org.tr/OnlineNewspaper.aspx?content=51
Prof. Dr. Cuma Yıldırım