‘İstirahat Raporu Vermiyoruz…’
Kapımda böyle bir yazı var… Bana diyorlar ki yakında You Tube’e düşeceksin...
Muhtemelen de düşerim…
Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışıyorsunuz. Sadece Üniversitenin (en azından bizimkinin) 30 bin civarında öğrencisi var (Özel üniversiteleri ve ortaöğretimi saymıyorum..) Her sınav dönemi birçok öğrenci gerekli-gereksiz nedenlerle rapor almak için doktora başvuruyor…
Acil servis düzayak. Ulaşması kolay. Doktor sebil (!)…
Sistemin bu tür açıklarını kapatmak gibi sosyal bir misyon onlara ,yani acil doktorlarına, İzn-i İlahi ve Emr-i Rabbani tarafından verilmiş... Ne yapsınlar…Yapmak zorundalar...!
Üstelik bu iş onların asli (!) görevleri arasında...
*********
Öğrencisiniz. Herhangi bir nedenle sınava giremediniz. Ya da o gün sınav olmak canınız istemiyor. Ya da yılsonu… Dersler kesilmiş… Devamsızlığınız artmış… Hemen en yakın doktora, yani acil servise, başvurun…
Memursunuz. İşçisiniz. Canınız işe gitmek istemiyor mu?. Gelin gelin çekinmeyin….
Canınızı sıkan bir iş mi var. Bir doktor raporu alın. Atın bir kenara… Dursun… İlerde belki lazım olur…
Askerlik dönemi… Celb zamanı… Alın bir rapor…(Yalnız iyi saklayın…)
…………..
Bil umum, Her türlü rapor verilir…
Acilde çalışan doktorlar bu tür işleri yapmaya bayılırlar. Zaten ne işleri var ki…(!) gelene konsültasyon… Gidene konsültasyon… ( Öyle diyorlar…)…
*********
Çekinmeyin isteyin. Mutlaka rapor verirler. Vermezlerse azıcık zorlayın. Acil olduğunuzu söyleyin. Etkili ve yetkili birisini arıyormuş gibi yapabilirsiniz… Tehdit edebilirsiniz. Kavga çıkarabilirsiniz. Hiç olmadı maaşlarının ödediğiniz vergilerle verildiğini hatırlatabilirsiniz. Bu onları ikna etmeniz için yeterli olacaktır…
Nasıl…? Siz hiç vergi vermiyor musunuz…? Olsun…Çaktırmayın... Daha çok bağırın…
Efendim…? Bu iş evrakta sahteciliğe mi girer…?... Bir önemi yok. İşinizin bittiğine bakacaksınız…
Başka bir hastanın işi mi aksamış…? Zararı yok… Beklesinler…
İnsanları üzmüş müsünüz…? Bir şey olmaz... Geçer… Geçer…
Bu arada gerçekten hasta olup rapor ihtiyacı olan başka bir hastanın madur olmasına mı neden olursunuz…? Olsun… Size ne…
*********
Bu doktor raporu işinin bir an önce çözülmesi gerekiyor. Malumunuz… Ülkenin en önemli davaları doktor raporları üzerinden yürüyor…
……………
Aslında rapor muayenenin bir parçasıdır. En azında öyle olmalıdır. Bir insan doktora hasta olarak başvurur. Anamnez ve muayene tamamlanır. Gerekiyorsa tetkikleri istenir. Sonra bunlar yorumlanır. Bir tedavi düzenlenir. Hasta ya yatırılarak tedavi edilir. Ya istirahat raporu verilerek evde tedavi verilir. Ya da ayakta tedavi verilir.
Hastaneler özellikle de acil servisler gereksiz rapor isteyen insanlar tarafından meşgul ediliyor…
Bu arada gerçekten rapor alması gereken birçok hasta ,belki de, madur ediliyor… Malum ‘Kurunun yanında yaş da yanar…’
Bir hastanın daha doğrusu insanın gerçekten rapora ihtiyacı olduğunu anlamak için en azından onu dinlemek ve/veya muayene etmek gerekiyor. Bu arada siz hafiye değilsiniz. Acaba beni kandırıyor mu? Ya da beni kullanıyor mu? Diye derin bir endişenin içine düşebilirsiniz…
……………
Bazıları harbi şekilde direk söylüyorlar. En iyisi bu… Hiç olmazsa olmayan ya da o anda kalmamış olan sabrınızı zorlamamış oluyorlar…
En kötüsü de bayılıp gelenler... Hiçbir tıbbi gerekçesi olmamasına rağmen sınav saati bitene kadar kendilerine gel (e) miyorlar…
Bir zamanlar bunun için de bir uygulama başlatmıştık. Hastanın durumunu bildirir bir evrak düzenliyor ve altına ‘Sınava Girmesinde Herhangi Bir Sakınca Yoktur’ şeklinde bir ibare yazıyorduk.
Hasılı çok zor bir durum. Her doktor arkadaşım eminim bu konuda ikilem yaşamıştır- yaşıyordur. Bu konudan ağzı yanmıştır…
Bir yanda gerçekten hasta olan ve dinlenmesi gereken birinin bu karmaşada rapor alamaması. Diğer tarafta hekimliğinizin sosyal, hukuki ya da idari bir olaylara alet edilmesi…
Bizim serviste asistan arkadaşlara rapor vermemelerini, hastaları sorumlu öğretim üyesine yönlendirmelerini istiyoruz. Bu bir miktar gereksiz talepleri azaltıyor. En azından asistan arkadaşların rahat çalışmalarını sağlıyor. Ancak bu da gereksiz bir bürokrasiye neden oluyor…
*********
92 yaşında erkek hasta yoğun bakımda yatıyor. İki kızı var. İkisi de şehir dışında öğretmen. Hali ile babalarına bakmaya gelmişler. Hakları da. Ancak okul müdürleri demiş ki ‘Hocam bir acile uğrayın. Size rapor versinler. Dosyanıza koyalım. Soran olursa gösteririz. ‘
Soru: Okul müdürü ne yapmak istiyor?
Soru: Rapor verelim mi?
Soru: Bu rapor evrakta sahteciliğe girer mi?
Soru: İdari probleme neden olabilecek sosyal bir gerçekliğin sulh yolu ile çözülmesinde doktorun daha doğrusu sağlık sisteminin kullanılması ne kadar doğru?
Soru: Rapor vermemek ne kadar insani olur? Rapor vermek ne kadar hukuki olur?
……………
Soru çok. Cevabı yok. Verirseniz iyi. Alan memnun. Veren memnun. Vermezseniz kötü doktorsunuz. Vicdan ve merhametten yoksunsunuz (Öyle diyorlar..). İşler yolunda gittiği sürece sıkıntı yok. Gitmezse topun ağzında doktor var.
Ne yapsak bilmem ki… Başka bir meslek mi bulsak…
Bu yaştan sonra zor… Bizi kim ne yapsın…
Kendinize iyi bakın…